Vesayet rejimi

Osmanlı İmparatorluğu 1699 yılına kadar dünyanın en güçlü ülkesi idi. Vesayet altında değildi. Dünya ülkeleri onun vesayeti altında idi. Rusya- Avusturya- Lehistan- Venedik ve İranlı ajanların çıkarttığı isyanlar neticesinde 1683 yılından 1699 yılına kadar Osmanlı 5 cephede 16 yıl savaştı.  Dile kolay 16 yıl 5 cephede savaşmak Osmanlının her konuda yıpranmasına sebeb oldu. 1699 Karlofça Anlaşması Osmanlı için bir dönüm noktasıdır. Ve 1699'dan 2008 yılına (IMF'den kurtuluncaya kadar) Türkiye asla bağımsız olmadı.  Emperyalist güçler Osmanlıya devamlı müdahale ettiler. İç işleri başta olmak üzere hertürlü işlerine karıştılar. Osmanlıdan kopuş için önce müdahale, sonra özerklik en sonra da bağımsızlık geliyordu. Osmanlı zirvede iken 24 milyon kilometrekare yüzölçümü vardı. Böle böle Osmanlıyı 33 misli küçülttüler. Osmanlının içinden 16 devlet meydana geldi.  Emperyalist güçler şu anda Erdoğan ve Ak Parti iktidarının şahsında Türkiye ve Türkiye'nin şahsında İslam Dünyasını tahribata maruz bırakmak istenmektedir. Emperyalist ve küresel güçler bir iktidar ya da ülkeyi kendileri yıkamazlar. O ülkenin evlatları ile yıkarlar. İktidar hırsı, etnik ve mezhep ayrılığı, çevrecilik, laiklik bu sebeblerden sadece bir kaçıdır. Geçmişte sömürge sisteminde işgal ordusu vardı. Şu anda küresel sistemde haçlı ordusunun ve işgal ordusunun vazifesini bu gençlerle yani diğer ismi provakatörlerle görmektedirler. Küresel güçler sosyal medya ile ortamı hazırlamaktadırlar. Şimdilerde dünyayı emperyalist güçler değil küresel sermaye idare etmektedir.  1923'te cumhuriyet ilan edildi. Ama demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü asla olmadı. 1946 yılına kadar (23 yıl) tek parti CHP vardı. Gerçi bazı partiler kuruldu ise de İsmet İnönü çeşitli senaryolarla bu partileri kapattı. İskilipli Atıf Hoca için savcı beraat istedi. Çankaya idam dedi. 

27 Mayıs 1960 darbesinden sonra Yassıada'da başsavcı "Sizi buraya gönderen güç böyle istiyor" dedi. Kanun böyle istiyor diyemedi. 2008 yılına kadar Türkiye'de vesayet rejimi hakimdi. Askeri darbeler, müdahaleler, hepsi vesayet rejiminin devamı için yapıldı. Anayasa ve yüksek yargı kuruluşlarının yegane gayeleri vesayet rejimini korumak içindi. 

Bazı partiler iktidar oldu ama asla muktedir olamadılar. Vesayet rejimli CHP zihniyeti devam etti. Menderes vesayet rejimine karşı çıkıp Milli İdareye sahip olduğu için asıldı. Aynı yolda giden Özal zehirlendi. Şimdi hedefte Erdoğan vardır. Erdoğan'ın şahsında milli irade, Türkiye ve İslam Dünyasına şu mesaj verilmek istenmektedir: Bize hizmet etmezseniz, sizin de sonunuz Erdoğan gibi olur. Maalesef muhalefet vesayet rejiminin taşeronudur. Milli iradenin karşısındadır. Allahü teala ülkemizi şer güçlerden korusun. (Amin)