WikiLeaks belgeleri
ABD'nin bazı Asya ve Orta Doğu ülkelerindeki büyükelçileri tarafından (2002-2010) dışişleri bakanlığına yolladığı kripto bilgileri ele geçirmiş olan Julian Assange bunları internet sitesinde yayımladı. WikiLeaks belgeleri olarak adlandırılan dokümanların sayısı 500 bin civarındadır. Belgeler ABD, İngiltere, Almanya, Fransa ve İspanya yayın organlarıyla dağıtılmaktadır. Birleşik Devletler hükümeti kasten bu belgelerin yayınlanmasını önlememiştir. Bu hadisenin arkasında İsrail ve Yahudi lobisinin rolü olduğu kesindir. NATO Lizbon Zirvesinde kabul edilen konular ve özellikle füze savunma projesinde İran ve Suriye'nin açıkça tehdit olarak gösterilmemesinin intikamı yatmaktadır. Belgeler dünyada büyük yankı bulmuş, başta Türkiye olmak üzere bazı AB üye ülkeleri ile ABD arasında siyasi kırgınlıklar meydana getirmiştir. Bu 500 bin belgenin 8017'si ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlanmıştır. 6667 belge ise 8 yılda AK Parti iktidarında Türkiye'de görevli ABD büyükelçilerinin (Robert Pearson, Eric Edelman, Ross Wilson ve James Jeffrey) şahsi görüşleridir. Belgeler içinde doğrular yanında çok sayıda yalan ve iftiraların da olduğu bir gerçektir. Ancak belgelere dayanmayan iddialar iftira sayılır. Bu yüzden belgeler incelendiğinde Türkiye'deki muhalefetin iddiaları gerçek dışıdır. Muhalefete göre AK Parti iktidarı ABD ve AB'nin taşeronudur. Ama belgeleri incelediğimizde tersi ortaya çıkıyor. ABD Büyükelçilerinin hepsi 2002-2010 arası Başbakan Tayyip Erdoğan'dan şikayetçi oluyor. Hatta Eric Edelman "AK Parti fazla şımardı. Tedbir almalıyız" diyor. Türkiye'nin, ABD-Türkiye stratejik iş birliğine uymadığı, İran'ı kolladığı, Türkiye'nin ekseninin Batı'dan koparak Doğu'ya kaydığı ve Türkiye'nin menfaatlerini ön plana çıkaran Erdoğan tenkit ediliyor. Fransa'da yayınlanan Le Figaro gazetesi (Türkiye-Suriye-Irak-İran) arasında ortak pazar kurulmakta olduğunu, bunun 50 yıl önce AB'nin kuruluşuna benzediğini bu pazarın liderliğinin Ankara olduğunu bu topluluğun asla küçümsenmemesi gerektiğini... Böyle bir oluşumun 250 milyon nüfusluk bir güç oluşturacağını, dünya petrol ve doğalgaz rezervinin de yüzde 35'inin sahibi olacağını yazdı. ABD ve AB'nin bazı ülkelerinin ekonomik kriz girdabına kapılırken Türkiye'nin yüzde 4.7 değil yüzde 7.5 büyümesi ABD ve AB'yi tedirgin etmektedir. AK Parti ve Başbakana saldırmalarının sebebi budur.