1982 anayasası darbe mahsulüdür. Ve bir nevi bürokratik, oligarşik rejimi öngörmektedir. 1982 şartları ortadan kalkmış, mevcut anayasa problem kaynağı haline gelmiştir. Reform paketi mart sonlarına kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna gelecektir. Şu anda kaosun asıl temeli hukukun üstünlüğü ile üstünlerin (imtiyazlıların) hukuku arasındadır. Yargının görüşü: Daha fazla yetki ile gerçek hukuk devleti çizgisine erişebileceğimiz şeklindedir. Yasamayı temsil eden ve yürütmeyi bünyesinden çıkaran Türkiye Büyük Millet Meclisi ise yargı tahakkümü ile gerçek demokrasiye ulaşılamayacağını savunmaktadır. Asıl korku millettendir. TBMM Başkanının arkasındaki "Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir" ifadesi bugüne kadar slogandan öteye gitmedi. Bunun gerçekleşmesi devamlı olarak (sözde) millet adına millete rağmen önlendi. Anayasa değişikliğinde A'dan Z'ye kadar tamamı değişecek değildir. Ama bazı maddelerin değişmesi zaruridir. Hatta çok geç kalınmıştır. Kuvvetler ayrılığı (Yargı-Yürütme-Yasama) 3 Y arasındaki ihtilaf sona ermelidir. Kırmızı çizgilerle herkesin görevi kesin ve net olarak belirlenmelidir. Yetki gasbı önlenmelidir. Son günlerdeki gerilimin maliyeti 18 milyar dolardır. Adalet dağıtmayan devlet şeklen devlettir. 14 Mayıs 1950'de esmeye başlayan demokrasi rüzgârı 27 Mayıs 1960'ta kesintiye uğradı. Bu darbe ile açılan sıkıntı yarım asırdır sürdü. Son 8 yıldır cuntalarla ortaya çıkan planlar (Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz, Eldiven, Ergenekon, Balyoz, Kafes gibi) yargıya intikal etmiştir. "Hukuk dışına çıkan hesap verir... Bir ülkede adalete tecavüzden kaygı duyuluyorsa, bu sesleri dinlemek ve sorunlara dürüstçe projeler tesis etmek zorundayız. Zira devletin ve bireyin şerefi, güçlü tarafsız ve bağımsız yargının varlığıyla mümkün olabilir." (Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç) Anadolu Aslanları İşadamları Derneğinin Genel Kurulunda yargı reformunu değerlendiren Başbakan Tayyip Erdoğan: "Yasama, Yürütme ve Yargı birbirinden ayrı olmalı, peki ayrı mı? Değil. Yargı istediği şekilde yürütmeye müdahale ediyor. Bir partinin kapatılması iki dudak arasından çıkacak söze bağlı. Yargı diyor ki: Her şeyi biz yapalım..." Yargı sistemi tartışılıyor. Kaldı ki, asırlar önce adalet sistemimizi Avrupalılar örnek almışlardı. Kendi yargı sistemlerinden utanç duyup, Osmanlı Mahkemelerini örnek göstermişlerdir. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner'e göre: "Ayağımıza takılan Anayasa var. Reform yapmamız şart."