Geçmişte silahlı güçlerin yaptığı işgalleri, şimdi "misyoner ordusu" yapmaktadır. Harward Üniversitesi İlahiyat Profesörü Harvey Cox'un kitabına göre 21. asırda en büyük dini topluluk "Evangelizm" olacaktır. Dahası her iki Hıristiyandan biri bu gruba girecektir. 1950 yılında 4 milyon olan mensupları 2004'te 500 milyona ulaşmıştır. Yine aynı esere göre şu anda sadece Evangelist misyoner sayısı 1 milyonu aşkındır. Tehlike kapıda Asırlardır Katolik, Protestan, Ortodoks ve diğerleri Osmanlı başta olmak üzere bütün İslam Dünyasında faaliyet gösterdi. Ancak bugün Evangelist misyonerler, dünya hakimiyeti için tarihte görülmemiş bir faaliyet içindedirler. Türkiye bir numaralı hedeftir. AB'ye girişe kadar 5 milyon ve 2020 yılına kadar 10 milyon Türkü Hıristinlaştırmak Hıristiyan dünyasının başta gelen hedefidir. Bu iş şu merhaleler sonucu olacaktır: 1- Milli ve manevi değerlerden ve kültüründen koparmak. 2- Halkı çeşitli yollarla fakir hale getirmek. 3- Misyoner faaliyetleri ile Hıristiyan yapmak 4- Askerî işgal. Cemil Meriç'in yıllar önce ifade ettiği gibi: "Misyonerlerin amacı bizi Hıristiyanlaştırmaktan çok, İslamiyetten koparmak, Müslümanlığımızı anlamsızlaştırıp direnme gücünü yok etmektır. İnancını koruyamayan vatanını asla koruyamaz." Misyonerler gibi içimizdeki bazılarının da hedefi budur. İnanın tehlike kapımızı çalıyor. Onu evimize aldığımzı anda bütünlüğümüz zedelenecektir. Unutmayın inanç coğrafyası nüfus coğrafyasının, nüfus meselesi ise toprak talebinin temelidir. Türkiye Devletini yıkmanın ve Türk Milletini bölmenin yeni metodu misyonerler vasıtasıyla Hıristiyanlaştırmaktır. Bizde böyle... Misyonerler faaliyet gösterecekleri ülkenin dillerini öğreniyorlar. Kendi ülkelerine döndüklerinde uluslararası firmalar iş veriyorlar. Şayet kendisi ülke dışında kalırsa aynı uluslararası şirketlerde görev veriliyor. Hıristiyanların bir grubu olan Mormonların bile 55 bin misyoneri vardır. Salt Lake City'deki "Ahir Zaman Azizleri Kilisesi" merkezinde 80 dil öğretilmektedir. Her hafta 300 ile 500 misyoner mezun olmaktadır. Türkler tarih boyunca kendi hakimiyet sınırları içinde yaşayan diğer toplulukların din, dil, kültür, örf ve âdetlerine hoşgörü ile yaklaşmışlardır. Batılı tarihçilere göre Türklerin bu hoşgörü, adaleti sayesinde Orta Doğu, Anadolu, Balkanlar ve Kafkasya'da İslamiyet dışı unsurlar varlıklarını devam ettirmişlerdir. Gayri müslim ve Türk olmayan millet ve etnik grupları asla asimile etmemiştir. Hıristiyan Batı ise kendi dışındakileri asimile etmiş, edemediklerini soykırım ile imha etmiştir. Bir de hatırlatmakta fayda var. Dünya Kiliseler Birliğine bağlı Board'la ilişkili Sağlık Eğitim Vakfı (SEV)in, Üsküdar Gazetesi aleyhine açtığı 30 milyarlık manevi tazminat davası Üsküdar 4. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ret edildi.