ABD'nin idaresini ele geçiren Siyonist çete Nil'den-Fırat'a "Büyük İsrail" hayâlini gerçekleştireceğini zannediyor. Aslında İsrail Devleti'nin sonunu hazırlıyor. Filistin'de İsrail, Irak'ta ABD döktükleri kan selleri içinde bir gün mutlaka boğulacaktır. Zalimin hasmı Allahü teâlâ'dır. Varsayalım zulme İsrail maruz kalsaydı, o zaman ona zulmedenlerin karşısında yer alırdım. Ama Osmanlının savaş neticesi Filistin'i terk ettiği günden bu yana Yahudilerin Filistin halkına zulmü asla durmamış aksine çığ gibi artmıştır. Şaron iktidarı hiçbir zaman barış yapmaz. Onun stratejisi savaş ve kan dökmektir. Filistin Barışı için "Filistin yol haritası"nı bozan kendisidir. Zirvelerden sonra HAMAS liderine füzeli saldırı yapan ve ağzında emzik bir kaç aylık bebeği ve yakınlarını füze ile yakarak öldüren İsrail neyin peşindedir? İsrail'in yaptığı katliam terör sayılmıyorsa; Filistinlilerin direnişi neden terör sayılıyor İkinci İntifadayı önleyemeyen İsrail, Filistin halkını temsil etmeyen (yüzde 3 desteğe sahip) Abbas ile bu intifadayı durdurmak istiyor. Ayrıca Filistin Yol Haritası aslında Filistin halkını hızla iç savaşa iten tuzaklarla doludur. Zaman zaman itiraf ettiğim gibi; Filistinlilerin canlı bomba olarak masum insanları öldürmesini de asla tasvip etmiyorum. Ama benim görüşüme göre Siyonizm ve Hıristiyan Batı (ABD) emperyalizmi, Filistinlileri bu yola adeta itmişdir. Vatanları ellerinden alınmış, sefalet, işsizlik ve devamlı İsrail katliamı, işgalleri ve utanmadan, sıkılmadan devamlı İsrail'in desteklenmesi neticesi Filistinliler intihar saldırılarına itilmiştir. İsrail hükümet sözcüsü Avi Pazner: "Hemen sonuç beklemiyoruz. Ancak Abbas terörle mücadele etmezse biz kendimiz yaparız." sözünden bir kaç gün geçmeden Filistinlilerin üzerine füzelerle ateş ederek cinayet işlemişlerdir. Şaron, halkını da aldattı Başbakan Abbas Filistinlileri temsil etmiyor. ABD'nin adamı ve Filistin'in Karzai'sidir. Ülke dışında 5 milyon Filistinli vardır. Kudüs statüsünün halli için ciddi bir yaklaşım yoktur. Yahudi yerleşimcilerin işgal edilmiş topraklarını boşaltması Şaron'u da aşar. Filistin'deki zulüm ile İsrail'deki saldırılar aynı kefeye konulamaz. Şaron İsrail halkını aldatmaktadır. "Size bugün zaferin çok yakın olduğunu söyleyebilirim." sözü geçersizdir. İsrail bütçesinin yüzde 25'ini askeri harcamaya ayırmaktadır. 2000 yılına göre reel gelir yüzde 7 azalmıştır. Turizm sektörü çökmüştür. Oteller bomboş, işsizlik yüzde 12'ye tırmanmıştır. Yabancı sermaye akışı azalmıştır. Nereden nereye... 1965 yılında Golda Meir, The Times'e "Filistinli diye bir halk olmadığını" söylemiş idi. 1980 yılında Şaron ise Filistin Devleti Ürdün'dedir demiş idi. Şaron kısa bir zaman önce de Filistin'deki bütün Filistinlileri Ürdün'e sürülmesini planlıyordu. En son beyanatında: "İsrail Filistin'de işgalci bir ülkededir. Bu daha fazla sürdürülemez. Yasadışı yerleşim merkezleri kaldırılmalıdır" demiştir. Çok değil 40 senede gelinen nokta bellidir. Acaba bir 40 sene sonra neler olacaktır. İsrail, Filistin'in yüzde 88'ini işgal etti. Filistinlilere bırakılan yüzde 22'nin de çoğu işgal altındadır. Filistin'de zulüm yapan İsrail'e ve ona tam destek veren ABD, İslam Dünyasında çığ gibi artan öfke selinde boğulacaktır. Şu anda İslam ülkelerinin çoğunun lider, bürokrat, iktidar ve (sözde) aydınları ABD ve İsrail'in dümen suyunda giden gafillerdir. (Hain demiyorum)