Zor karar

A -
A +

Füze Kalkanı projesi Türkiye'nin sıfır sorun (ihtilaf) siyasetine ters düşmektedir. ABD Dışişleri Bakanlığı kaynaklarına göre: Türkiye'nin ikna edilmesi konusunda ciddi anlamda müzakereler devam ediyor. Füze kalkanına "şartlı evet" diyenler vardır. ABD iktidarının İran'a karşı NATO kozunu kullanıp stratejik açıdan baskı altına almak için ortaya attığı Füze Kalkanı projesi ile bir defa daha Türkiye ve ABD karşı karşıya gelmiştir. Projenin gerçekleşmesi için NATO üyelerinin oy birliğine ihtiyaç vardır. Türkiye bu projenin İran'ı hedef almasına karşıdır. Ayrıca ülkemize sistemin yalnız radarlarının mı yoksa sistemin bütünü mü yerleştirileceği belli değildir. Muhtemelen Türkiye veya Bulgaristan'da kurulacak radar ile İran'dan fırlatılan kısa ya da orta menzilli füzeler tespit edilecek. Radarın tespit ettiği bilgiler Doğu Akdeniz ya da Karadeniz'de devriye gezen "AEGİS" savaş gemilerine aktarılacak. Gemiler "SM-3" füzesavarlarla donatılacak. Tüm bu işler 2011 yılında tamamlanmış olacaktır. 2015'te Romanya topraklarında kurulacak AEGİS sistemi devreye girecektir. 2018'de Polonya'da AEGİS sistemi kurulacaktır. 2020'de ise ABD'yi hedef alan füzeleri vurmak için füzesavar sistemi kurulacaktır. 17 Mayıs 2010'da Türkiye ve Brezilya birlikte İran'ı nükleer takas anlaşmasına ikna etti. İsrail'in baskısı neticesinde ABD iktidarı bu anlaşmayı tanımadı ve İran ile anlaşma kapısını kapadı. Türkiye 9 Haziran 2010 tarihinde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde İran'a yapılacak yaptırımlara hayır dedi. İşte bu iki hadise Türkiye'de eksen kayması ve NATO üyeliği konularını alevlendirdi. Aslında Türkiye'de eksen kayması yoktur. Türkiye soğuk savaş devrindeki gibi ABD ve Avrupa'nın uysal çocuğu değildir. Geçmişte ABD ve AB ne derse Türkiye uyuyordu. Ancak şu anda ekonomik yönden güçlü Türkiye, menfaatlerini ön planda tutuyor. Bu ise ABD ve AB'yi tedirgin ediyor. ABD ve İsrail İran saldırırsa bu savaş bizim bölgemizde olacaktır. Ve en büyük zararı Türkiye çekecektir. Bunun için Türkiye savaş değil barış istemekte ve ihtilafın diploması ile çözülmesinden yanadır. Türkiye olarak bu sene hem Güvenlik Konseyi Başkanlığı yaptık hem de Birleşmiş Milletler Genel Kurul Zirvesine oldukça büyük bir heyetle katıldık. Cumhurbaşkanının 20 ve Dışişleri Bakanının 60'a yakın ikili teması oldu. Ayrıca Ali Babacan ve Veysel Eroğlu da görüşmeler yaptı. Tahran'da imzalanan nükleer takas anlaşması şov değildir. Dünya barışı ve güvenliği için Türkiye samimi gayret göstermiştir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.