Resulullahın güzel ahlâkı ve âdetleri -2-

A -
A +

Dünden devam * Resul aleyhisselam, çok cömert idi. Yüzlerle deve ve koyunlar bağışlar, kendisine bir şey bırakmazdı. Nice katı kalbli kâfirler, bu ihsânlarını görerek îmana gelmişlerdir. Kendisinden bir şey istenince yok dediği hiç işitilmedi. Var ise verir, yok ise sükût ederdi. Hediyeyi kabûl ederdi. Ekseriyâ karşılığını ziyâdesi ile verirdi. * Kimsenin ayıbını yüzüne vurmazdı. Kimseden şikâyet etmez, arkasından söylemezdi. Bir kimsenin sözünü veya işini beğenmediği zaman, "Bazı kimseler, acaba neden şöyle yapıyorlar?" derdi. * Allahü teâlâ, "İste vereyim" buyurmuşken, dünya servetini istemedi. Elenmiş buğday unu ekmeğini hiç yemedi. Hep elenmemiş arpa unu ekmeğini yerdi. Doyuncaya kadar yediği görülmedi. Ekmeği katıksız olarak veya hurma ile, sirke ile, meyve ile, çorba ile veya zeytinyağına batırıp yerdi. Ekseriyâ süt veya hurma yerdi. Evde iki üç ay yemek pişmeyip, ekmek yapılmayıp, yalnız hurma yediği aylar da olmuştur. İki üç gün bir şey yemediği de olurdu. SADELİĞİ TERCİH EDERDİ * Bir yemeği beğenmediği işitilmedi. Beğendiğini yer, beğenmediğini yemez ve bir şey söylemezdi. Günde bir kere yerdi. Bâzan sabah, bâzan akşam yerdi. Eve gelince "Yiyecek var mı?" der, yok denirse, oruç tutardı. Yemeği yerde, diz çökerek, bir şeye dayanmadan yerdi. Yemeğe besmele okuyarak başlardı. Sağ eli ile yerdi. Yemekler arasında koyun etini, et suyunu, kabağı, tatlıları, balı, hurmayı, sütü, kaymağı, karpuzu, kavunu, üzümü, hıyarı ve serin suyu severdi. Suyu yavaş yavaş, besmele ile başlayarak üç yudumda içer, sonunda (Elhamdülillah) der ve duâ ederdi. * Giymesi câiz olanlardan her bulduğunu giyerdi. Kalın kumaştan ihram şeklinde dikilmemiş şeylerle örtünür, peştamal sarınır, gömlek ve cübbe de giyerdi. Bunlar pamuktan, yünden veya kıldan dokunmuştu. Ekseriyâ beyaz, bâzan yeşil giyerdi. Dikilmiş elbise giydiği de olurdu. Cuma ve bayramlarda ve yabancı elçiler geldikte ve cenk zamanlarında kıymetli gömlekler, cübbeler giyerdi. Elbiselerinin renkleri ekseriyâ beyaz olurdu. Yeşil, kırmızı ve siyah olduğu da olurdu. Ellerine, başına, yüzüne misk veya başka kokular sürerdi. * Yatağı, içi hurma iplikleri ile dolu, dabağlanmış deriden idi. İçi yünle dolmuş bir yatak getirdiklerinde, kabûl etmedi ve "Yâ Âişe! Allaha yemin ederim ki, eğer istesem, Allahü teâlâ her yerde altın ve gümüş yığınlarını yanımda bulundurur" dedi. Bâzan hasır, tahta, döşek, yünden dokunmuş keçe veya kuru toprak üzerinde de yatardı. * Resûlullah, sakalını bir tutamdan fazla uzatmazdı. Fazlasını makasla kısaltırdı. * Her gece mübârek gözlerine üç kere sürme çekerdi. Evinde ayna, tarak, sürme kabı, misvak, makas, iğne, iplik eksik olmazdı. Yolculukta bunları berâber götürürdü. * Her işinde sağdan başlamayı, sağ eliyle yapmayı severdi. Yalnız, sol eliyle tahâretlenirdi. Mümkün olduğu kadar, her işini tek sayıda yapardı. ONU METHE KİMSENİN GÜCÜ YETMEZ * Yatsıdan sonra, gece yarısına kadar uyuyup, sonra sabah namazına kadar ibâdet yapardı. Sağ yanına yatar, sağ elini yanağı altına kor, bazı sûreler okuyup uyurdu. * Tefe'ül ederdi. Yâni, ilk gördüğü, birdenbire gördüğü şeyleri hayra yorardı. Hiçbir şeyi uğursuz saymazdı. Üzüntülü zamanlarında sakalını tutar, düşünürdü. Üzüldüğü zaman, hemen namaza başlardı. Namazın lezzeti, safâsı ile gammı giderdi. * Gıybet edenin, yâni başkasını çekiştirenin sözünü aslâ dinlemezdi. * Şefkati çoktu. Hayvanlara su verir. Su kabını eliyle tutarak doymalarını beklerdi. Bindiği atın yüzünü ve gözünü silerdi. Sözün kısası: İnsanlarda bulunabilecek bütün iyi huyların hepsi Ona ihsân olundu. Büyük şair Ömer bin Fârıda, "Resûlullahı niçin medh etmedin" dediklerinde, "Onu medh etmeye gücümün yetmeyeceğini anladım. Onu medh edecek kelime bulamadım" demiştir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.