‘Abduh Ekolü'nün reformist fikirleri

A -
A +

Dün; İslam âleminde büyük ilgi gören, İslamiyette reform yaparak, kendi aklına göre İslam adı altında bir inanç sistemi kurmaya yönelik Abduh Ekolü'nden bahsetmiştik. Bugün ilahiyat camiasının büyük ekseriyeti maalesef bu ekolün fikirlerini savunur. Peki bu fikirlerin esası nedir? Bunu şöyle özetleyebiliriz: Vahyi, peygamberi dışlayarak iman ve ibadette aklı, felsefeyi esas almak ve Hristiyan ve Yahudileri temize çıkartarak onların da Cennete gideceğini savunmak. Abduh'a göre; akıl, nassın, peygamberin yardımı olmaksızın iyiyi kötüden ayırabilir. Efgani ve Abduh Ekolü, İbn-i Sina ve Farabi gibi felsefenin küfründe boğulmuş filozofların düşüncelerini esas alarak İslamiyeti yeniden yorumlamaya çalışır. İslamı, Batı'nın değerleri ile yorumlayarak, ilahi din olmaktan çıkartıp Hristiyanlıkta yaptıkları gibi beşerî bir din haline getirmek ister. DİNİ KISA AKLI İLE YORUMLADI Abduh'un asırlardır Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiklerini bir kenara bırakarak dini kendi kısa aklı ile yaptığı yorumlara birkaç örnek verecek olursak: Fil suresinde bildirilen Ebabil kuşlarına "sivrisinek", attıkları taşlara "mikrop" der. Musa aleyhisselamın asası ile denizi yarma mucizesini med ve cezir hadisesidir diye tevil eder. Ayet-i kerime ile göğe çıkarıldığı bildirilen hazret-i İsa'nın öldüğünü ve ruhunun göğe çıkarıldığını iddia eder. Menâr mecmuasında, "Kur'ân, Âdem'in hâlihazırdaki bütün insanların babası olmadığına ve ilk topraktan yaratılanın da o olmadığına işaret eder... Darwin'in görüşleri, Kur'ân tefsirinde kolayca uygulanabilir" der. Abduh ve Reşid Rıza'nın çıkarttıkları "Menâr" dergisi, "İslâm yalnız Kur'ân'dır" isimli bir makale yayınlayarak, hadîslere hiç gerek olmadığı fikrini savunmuştur. Abduh Ekolü'nün, Batı hayranlığı, Hristiyanlığı ve Yahudiliği sevdirme, onları hoş gösterme fikirleri de dikkati çekecek kadar öndedir: Örneğin, Zilzal suresindeki "Zerre ağırlığında hayır yapan, karşılığına kavuşur" mealindeki ayet-i kerimeyi tefsir ederken; "Müslüman olsun, kâfir olsun, salih (iyi) amel işleyen herkes Cennet'e girecektir" diyerek Ehl-i sünnet âlimlerinden ayrıldı. "İslâmiyet ve Nasrâniyye" kitabında, "Bütün dinler birdir. Dış görünüşleri değişiktir" diyerek neshedilmiş Yahudi ve Hristiyanlığı son din olan İslam dini ile aynı konuma getirmiştir. Londra'da, bir papaza yazdığı mektûbda, "İslâmiyet ve Hristiyanlık gibi iki büyük dînin el ele vererek kucaklaşmasını beklerim. O zaman, Tevrât ve İncîl ve Kur'an birbirlerini destekleyen kitaplar olarak her yerde okunur ve her milletçe saygı görür" demiştir. Müslümanların Tevrât ve İncîl okuyacakları zamanı beklemekte olduğunu ifâde etmiştir. MAKSADI HALKI DİNSİZLEŞTİRMEK! Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi de, Abduh ile ilgili şunları söyler: "Abduh'un tuttuğu bozuk yolun hülasası şudur: Ehl-i sünnet itikadı üzere tedrisat yapmasıyla tanınmış olan Ezher Üniversitesini karıştırıp Ezherlilerin çoğunu adım adım dinsizlere yaklaştırmış, ama dinsizleri bir adım bile dine, yaklaştırmamıştır. Hocası Cemaleddin Efgani vasıtasıyla Ezher'e masonluğu sokan odur" (Mevkıfu'l-Akl ve'l-ilm ve'l-Alem) Müslümanları Hristiyanlara yaklaştırma çalışmaları ile öne çıkan R. Arnaldez, Ehl-i sünnet bir Müslümana diyaloğu kabul ettirmenin pratikte imkânsız olduğunu, bu inancın tahrip edilmesi gerektiğini söyledikten sonra, İslami esasları, nakil ile değil, akıl ile anlamayı bir metod haline dönüştürmüş Vehhabi, Selefi anlayışının temsilcisi olan "Abduh ekolü"nün hakim kılınması hâlinde, dinler arası diyaloğun oldukça kolaylaşacağını ifade etmektedir.( R. Arnaldez: Contidions dun avee İslam) O dönemin İngiliz Mısır sömürge valisi Lord Cromer'in şu sözleri de manidardır: İslâmî reformist hareketin geleceği Şeyh Muhammed Abduh'un çizdiği yolda ümit vaat ediyor. Ve o yolun yolcuları Avrupa'nın her türlü yardım ve teşviklerine lâyıktırlar." (Abduh ve diğer reformcular hakkında geniş bilgi için Hakikat Kitabevi'nin "Faideli Bilgiler" kitabına bakılmalıdır!)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.