‘Daha faydalı bir hareket olamaz!'

A -
A +

Daha önceleri defalarca manevi faydalarından bahsettiğimiz namaz, dinin direğidir, dinimizde ayrı bir yeri ve önemi vardır. Bu defa da namazın sağlık açısından faydalarına kısaca değinmek istiyorum. Namaz, her gün beş defa Allâhü teâlânın huzuruna çıkmak demektir. İnsan namaza durduğu andan itibaren fevkalade etkileyici bir huzurun içerisine girer. Çünkü Yaradanın huzurundadır. İşte bu huzur, insan beyninin fevkalade yararlı, bütün organizmaya faydalı birtakım ifraz yani iç salgılar üretmesini temin etmektedir. Beynin salgıladığı birtakım dopamin tipi maddeler bünyeye faydalı bir etki yapmaktadır. İşte namaz, bu güzel etkiyi vücudunuzda günde beş defa sağlıyor. Doktorlar herkese, özellikle yaşlı insanlara şunu tavsiye ediyorlar: Hiç olmazsa sabah kalktığınız zaman bütün vücudunuzu hareket ettirmeye çalışın. Kollarınızı, bacaklarınızı, boynunuzu hareket ettirin. Çünkü hareket, o organların kendilerini bulmalarını, hissetmelerini temin eder. Normal hayat fevkalâde monotondur. Çoğu insan sabah kalkar, oturur kahvaltısını yapar, yüzünü yıkar, evden çıkıp işine gider gelir. Vücudun genel olarak sadece belirli kısımları hareket eder. Bu durum, vücut sağlığına çok zararlıdır. Böyle yaşayan kişilerde, ileri yaşlarda, çalışmayan mafsallarda kireçlenmeler meydana gelir ve çok ızdırap çekerler. Ama namaz kılan kişi bütün bu olumsuzluklardan çok az etkilenir. Namaz kılan bir insan sabah namazını kılabilmek için güneşten evvel harekete başlamaktadır. Önce abdest alacaktır. Yani eli, yüzü, ayakları, ensesi su görecektir. Sonra namaza duracaktır. Bütün bunlar, vücudun bütün mafsallarını ve adalelerini uyum içinde çalıştırmaktadır. Vücut hareketlerinin ne kadar lüzumlu olduğunu doktorlar her zaman söylerler. Yürüyün, bisiklete binin, koşun vs. diye tavsiyelerde bulunmalarının sebebi, bunlar yapıldığı nispetle hücrelerin daha canlı, daha sağlıklı olması içindir. Namazdaki bu hareketler Batı Dünyası'ndaki doktorların da ilgisini çekmiştir. Bunlardan Hans Tisevr ismindeki Viyanalı ortopedi profesörü vücuttaki bütün kemiklerin, mafsalların hareketlerini en iyi bilen bir uzmandır. Şöyle demektedir: "Dünyada namazdan daha güzel, insan vücuduna daha yararlı hiçbir hareket olamaz. Çünkü namazda parmak uçlarınızdan başlayarak eller, kollar, bel kemikleri, bacaklar, karın adaleleri, bacak adaleleri, diz mafsalları, ayak parmakları, boyun kemikleri müthiş bir uyum içerisinde hareket etmektedir." 60-70 yaşlarında olup da namaz kılmayan erkek ve kadınlara dikkat edin, dizlerini tam bükemezler. Oysa namaz kılan bir kişinin dizi, tam 180 derece, yani tam üzerine oturabileceği şekilde, sağlıklı bir şekilde bükülür. Namazda ilk hareket ayakta "Allahü Ekber" diyerek tekbir almaktır. Tekbir alırken kollar kalkar, baş parmaklar kulak memesine değer. Avuç içleri kıbleye dönüktür. Sonra kollar indirilir ve eller göbek üzerinde bağlanır. Sağ elinizin akupunktur noktaları, diğer elinizin bileğine değer. Bunun organizmaya olumlu bir uyarısı vardır. Sonra rükû yapıyor, yani avuç içlerini diz kapaklarına koyarak eğiliyorsunuz. Beliniz doksan derece eğiliyor. Sonra doğruluyorsunuz. Karın adaleleriniz kasılıyor ve ondan sonra secdeye varıyorsunuz. Secdeye varmak demek, başınızı bütün vücudunuzdan daha aşağıya indirmek demektir. Zira baş yere konmaktadır. Bu olayda vücuttaki kan, baş tarafa hücum ediyor ki beyin âdeta banyo yapıyor. Bu hareket günde seksen defa tekrarlanmaktadır. Namaz kılan birisi, beyin hücrelerini günde seksen defa bol kanla yıkıyor demektir. Bu, beyin damarlarının namaz kılanlarda, daha sağlam olmasını temin ediyor demektir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.