‘Teklifinizi kabul edemem!'

A -
A +

Yakûb aleyhisselâmın oğulları, yükleri aranmadan önce kendi dinlerinde hırsızlığın hükmü sorulduğunda, sadece çalanın mal sahibine köle olacağı hükmünü beyan etmişlerdi. Tabiî ki onlar, kendilerinden böyle bir şeyin vaki olacağını tahmin etmiyorlardı. Ancak beklediklerinin aksine su kabı Bünyamin'in eşyası arasından çıkınca; bu defa affetmenin de, fidye almanın da caiz olduğunu beyan ettiler. Yusuf aleyhisselâmın şefkat ve merhametini celbetmek için de dediler ki: - Ey Azîz! Çok muhterem bir babamız vardır. Kaybolan kardeşimizin acısını Bünyamin'le unutur ve onu bizden çok sever. Biz onun yerini dolduramayız. Onun yerine birimizi alıp onu azat eyle! Biz muhakkak seni ihsan edenlerden görüyoruz, bu ihsanını tamamla! Babaları Yakûb aleyhisselâmın peygamber olduğunu, Bünyamin'i geri getirmek üzere babalarına söz verdiklerini söylediler. Ancak Yusuf aleyhisselâm onlara şöyle cevap verdi: - Eşyamızı bulduğumuz kimseden başkasını alıkoymaktan Allahü teâlâya sığınırız. Çünkü bu takdirde, biz de elbette zalimlerden oluruz. Başkasından meydana gelen bir suçtan dolayı bir kimseye eza edersem, verdiğiniz fetvaya göre zulüm yapmış olurum. Bu sebeple teklifinizi kabul edemem. Yusuf aleyhisselâmın, babasına bulunduğu yeri haber vermeyip, kendisini gizlemesinde; babasının pek çok üzüleceğini bildiği hâlde, Bünyamin'i yanında alıkoymasında ve kardeşlerine bu şekilde muamele etmesinde çeşitli hikmetler vardır. Bunlardan en mühimi şudur: Yusuf aleyhisselâm, bütün bunları kendiliğinden değil, Allahü teâlânın emri ile yaptı. Onun, kullarından hiç kimsenin bilmediği sırları vardır. Yarattıkları hakkında dilediği şekilde tasarruf sahibidir. Allahü teâlânın Yakûb aleyhisselâmın mihnet, acı ve sıkıntılarını artırması, sıkıntılara karşılık, derecesini daha da yükseltmek içindi. Böylece, Yusuf aleyhisselâmın durumunu Yakûb aleyhisselâmdan gizledi. Yakûb aleyhisselâmın oğulları, kardeşleri Bünyamin'i kurtarmaktan ümitlerini kesince bir kenara çekilip, kendi aralarında konuşmaya başladılar. Bir müddet aralarında meseleyi konuştuktan sonra, en doğrusunun, babalarına dönüp, hâdiseyi aynen anlatmak olduğuna karar verdiler.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.