Ahiretin tarlası

A -
A +

Allahü teâlâ, dünyayı âhiretin tarlası yaptı. Tohumunun hepsini yiyen, yaratılışındaki elverişli hâlinde ekemeyen ve bir tâneden yediyüz tâne yapmağı elden kaçıranlardan olmamalıdır. Kardeşin kardeşten ve ananın yavrusundan kaçtığı o gün için, birşey saklamıyan, dünyada da, âhirette de ziyân etti. Eli boş kaldı. Dünyada da, âhirette de pişmân olacak, âh edecekdir. Aklı olan, tâlihli bir kimse, dünyanın birkaç yıllık hayâtını fırsat bilir, ni'met bilir. Bu kısa zamanda, dünyanın çabuk tükenen ve hepsinin sonu sıkıntı ve azâb olan, geçici zevklerine, tadına aldanmaz. Bunlarla vakti kaçırmaz. Bu kısa zamanda tohumunu eker. Bir tâne iyi iş yaparak, sayısız meyveler elde eder. Bekara sûresi, ikiyüzaltmışbirinci âyet-i kerîmesinde meâlen, "Allahü teâlâ dilediğine kat kat verir" buyuruldu. Bunun içindir ki, birkaç günlük iyi işe karşılık, sonsuz ni'metler verecektir. Allahü teâlâ, çok ihsân sâhibidir. Bu dünyaya düşkün olanlar, mal, para peşinde koşanlar, büyük bir belâya yakalanmışlardır. Büyük bir derde tutulmuşlardır. Çünkü, bu dünyada bulunan, Allahü teâlânın beğenmedikleri şeyler ve her pislikten daha kötü olan pislikler, bu kimselere güzel görünmektedir. Sevimli sanılmaktadır. Necâseti yaldızlamak, zehiri şekerle kaplamak gibidir. Allahü teâlâ insanlara akıl verdi. Akla bu alçak dünyanın kötülüğünü anlattı. Allahü teâlânın beğenmediği şeylerin çirkinliğini gösterdi. Bunun için, âlimler buyurdu ki: "Bir kimse, öldükten sonra, malının zamanın en akıllı olanına verilmesini vasiyet etse, zâhide vermek lâzımdır. Çünkü zâhid, dünyaya düşkün değildir. Onun dünyaya kıymet vermemesi, aklının çok olduğunu gösterir". Allahü teâlâ çok merhametli olduğu için, yalnız akıl şâhidini vermekle kalmadı. İkinci ve naklî şâhid olarak da Peygamberleri "aleyhimüsselâm" verdi. Âlemlere rahmet olarak gönderdiği Peygamberleri ile, bu bozuk malın iç yüzünü kullarına bildirdi. O yalancı dünyanın cilvelerine aldanmamalarını, ona tutulmamalarını açıkça emir buyurdu. Şaşmaz, doğru olan bu iki şâhid var iken, bir kimse, dünyaya taparsa elbette çok alçaklık yapmış olur. Peygamberlere inanmamıştır. Müslüman olduğunu söylese de, münâfık olur. Onun Müslüman görünmesi, âhirette fâide vermez. Ahirette âh etmekten, pişmân olmaktan başka yapılacak şey olmaz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.