Aile hayatı medeniyetin aynası

A -
A +

Medeniyetler, insanın refah ve huzurunu esas alırlar. Bunu sağlayabilen medeniyetler uzun ömürlü olur. Huzuru sağlayabilmek için de, insanı iyi tanımak lazımdır. İnsan sadece maddi bir varlık değildir; ruh ve bedenden meydana gelmiştir. Sadece beden olarak görüp, bedeni ihtiyaçlarını temin etmekle insanlar huzurlu kılınamazlar. Manevi ihtiyaçların da, en az, maddi ihtiyaçlar kadar karşılanması gerekir. İslam medeniyetleri, insanın bu iki yönünü esas aldıkları için toplumlarında refah ve huzuru sağlayabilmişler bundan dolayı da uzun ömürlü olmuşlardır. Batılı seyyahlar, en uzun ömürlü hanedan imparatorluğu olan Osmanlı medeniyetindeki huzurlu aile hayatını öve öve bitirememektedirler. Bugün dünyaya hakim olan Batı Medeniyetinde, sadece bedeni ihtiyaçlar esas alındığı için Batı medeniyeti çöküşe geçmiştir. Batılılar, insanlar zengin olup her ihtiyacı karşılandığında huzurlu olacaklarını zannetmişler. Bütün planlarını buna göre yapmışlar. Hesap yanlış olunca, aksine insanlar zengin oldukça daha da huzursuz olmuşlardır. Huzurlu olabilmek için daha da zengin olmak istemişler, bu onları daha da huzursuz etmiştir. Boşanma oranı %70 Batılılar, para kazanmak ve zengin olmak için her şeyi mubah görmüşler, para kazanmak için akla hayale gelmedik para tuzakları kurmuşlardır. Örneğin mal satabilmek için birçok günler ihdas ettiler. Bunlardan biri de yarınki "Sevgililer Günü"dür. Böyle günlerin, fuhşu, gayrimeşru ilişkileri artıracağını düşünmeyip, sadece satacakları malların hesabını yapmışlardır. Bir toplumun huzurlu olup olmadığı, ailenin huzurlu olmasıyla anlaşılır, aile hayatı toplumun aynasıdır. Eğer aile hayatı dimdik ayakta ise, meşru evlilikler çoğalıp, boşanmalar azalıyorsa, insan neslinin devamı için şart olan çocuk doğum oranları normal seyrinde ise o toplum huzurludur. Bunların aksine bir şeyler oluyorsa o toplumda, o medeniyette tehlike çanları çalıyor demektir. Bugün Batı'da, boşanma oranları yüzde 70'e dayanmış durumdadır. İki evliden biri veya üç evliden ikisi boşanıyor. Avrupa'da pek çok ülkede, artık nüfus artışları eksidedir. Evlilik sıradan bir olay değildir. Evliliğin hem maddî hem de ruhî pek çok faydası vardır. Yapılan araştırmalara göre, bonanmış kimselerdeki ölüm oranı; kadınlarda 2, erkeklerde 3 kat daha fazladır. Aile hayatı, çocuk sevgisi, insanın yaratılışında olan bir özlemdir. Bu normal şartlarda sağlanmazsa, başka yollardan bu boşluk doldurulmaya çalışılır. Hiçbir şey de bu boşluğu doldurmaz insanlar bunlarla kendilerini teselli etmeye çalışır. Bugün, köpek, kedi ve diğer hayvanlara duyulan sevgi, Batı'daki bazı ailelerde cinnet noktasına varmış durumdadır. Avrupalılar artık yataklarını dahi hayvanlarla paylaşır hale gelmişlerdir. Peygamber efendimiz, "Köpek beslemek, evlat yetiştirmekten daha cazip olacak" buyurarak, bugünleri haber vermiştir. Batı insanı, aileyi, meşru evliliği reddediyor artık. Kadın için erkek, erkek için kadın, her ikisi için çocuklar birer yük olarak algılanıyor. Bunlar, rahatlarını kaçıracak, hayatlarına sınır getirecek engeller olarak görülüyor. Her nimet külfet mukabilidir. Tabii ki bunların bazı sıkıntıları olacak, fakat bunlar sebebiyle gelen huzur hiçbir maddi değer ile ölçülemez. Sıcak aile ortamının verdiği huzurdan mahrum kalan insanlar da, mutluluğu haplarda, teselliyi alkol ve uyuşturucuda, sevgiyi hayvanlarda arıyor. Aradığı mutluluğu uyuşturucuda da bulamayan Avrupalı, şeker gibi depresyon hapı tüketiyor. Bu olumsuzluk zannedilmesin ki sadece Avrupa'da ve Amerika'dadır. Japonya'da, Uzak Doğu'da, Rusya'da, kısacası Batı Medeniyetinin etkisi altında olan bütün ülkelerde de vardır. Oranları farklı farklı olmakla beraber bütün hızıyla devam etmektedir. Batı medeniyeti çöküşte Batının fikir hocalığını yapan, The Sunday Time gazetesi bir yorumunda bu tehlikeye işaret ederek, "Batının tantanalı çağı artık bitmiştir. Batı bütün müessese ve kurumlarıyla hızlı bir çöküştedir. Bundan böyle halkı Müslüman olan ülkeler hızla kalkınacaklar, her tarafta İslam medeniyeti yükselecektir. Bu kaçınılmazdır. Bu gelişme her halükârda Batının son derece aleyhinedir. Ne var ki Batı bunu gördüğü halde çare üretemiyor" demek zorunda kalmıştır. Zulüm payidar olmaz. Ağlayanın malı kimseyi uzun süre güldürmez. Batı bugünkü medeniyetini, Uzak Doğu'dan, İslam ülkelerinden gasp ederek elde ettikleri altınlar, mücevherler üzerine kurdular. Bunun için rahat ve huzur bulmaları mümkün değil. Bizim Batı'nın bu içler acısı halinden ibret alıp, aynı akıbete düçar kalmamak için aileye, manevi değerlerimize sahip çıkmamız lazımdır. Bunun için, evlilik çağına gelen çocuklarımızı evlenmeleri için teşvik etmeliyiz. Evlilikleri zorlaştırmayıp, aksine önünü açmalıyız. Evliliğe yardımcı olanlar büyük sevap aldığı gibi, meşru bir sebep olmadan mani olanlar da büyük günaha girerler. Gençlerin işledikleri günahlara ortak olurlar.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.