"Aile yükünü hafifletelim!"

A -
A +

Peygamber efendimiz, 36 yaşlarında bulundukları sırada Hicaz topraklarında şiddetli bir kuraklık hüküm sürüyordu. Peygamber efendimizin amcası Ebû Tâlib, kalabalık bir ailenin reisiydi. Ailesini geçindirecek bir servete sahip değildi. Bunun için geçinmekte herkesten daha çok sıkıntı çekiyordu. Peygamber efendimiz, küçük yaşından beri yanında büyüdüğü ve iyiliğini gördüğü amcasına bu sıkıntılı zamanında bir yardım yapmak, onun geçim yükünü hafifletmek istiyordu. Bu sebeple, amcalarının en zengini olan Hz. Abbâs'a bir gün şöyle teklifte bulundular: - Ey Amcam, biliyorsun ki, kadeşin Ebû Tâlib'in çok çocuğu vardır. İnsanların uğradığı şu kıtlık ve açlığı da görüyorsun. Haydi, Ebû Talib'e gidelim, onun aile yükünü biraz hafifletelim. Bakıp, büyütmek üzere oğullarından birini ben yanıma alayım, birisini de sen alırsın. Evlâtlarından iki tanesini onun üzerinden almak kâfi gelir. Kalktılar, Ebû Tâlib'in yanına vararak tekliflerini bildirdiler. Ebû Tâlib de, "Oğullarımdan Ukayl ve Tâlib'i bana bırakıp, istediğinizi alabilirsiniz" dedi. Böylece Peygamber efendimiz Hz. Ali'yi, Hz. Abbâs da Hz. Ca'fer'i yanına aldı. Bir gün Ebû Tâlib, oğlu Ca'fer ile şehrin dışında yürürken Peygamber efendimizi gördü. Hz. Ali ile beraber namaz kılıyorlardı. Ebû Tâlib, oğlu Ca'fer'e, "Git, sen de kardeşinin yanına dur, namaza başla" dedi. Ca'fer gidip, Hz. Ali'nin yanında namaza durdu. Namazdan sonra, Peygamber efendimiz, Ona duâ ederek buyurdu ki: "Hak teâlâ, sana iki kanat versin. Cennette onlar ile uçarsın." Hz. Cafer, Kureyş müşriklerinin Eshâb-ı kirâma karşı revâ gördükleri zulüm ve işkence artınca Habeşistan'a hicret eden kafilenin başında bulunuyordu. Mekkeli müşrikler bu durumdan haberdar olunca toplandı. Habeşistan meliki Necâşî'ye iki elçi göndermeye karar verdiler. Son derece kıymetli hediyeler hazırladılar. Necâşî'nin din adamlarına, devlet erkânına hediyeler ayrıldı. Bu işe Abdullah bin Rebia ile Amr bin Âs vazifelendirildi. Bu iki elçiye Necâşi'nin huzurlarında neler söyleyecekleri öğretildi. Onlara denildi ki: "Hükümdar ile konuşmadan evvel onun patriklerine ve kumandanlarının her birine, hediyesini verdikten sonra Necâşî'nin hediyesini takdim ediniz. Bu işi yaptıktan sonra oradaki Müslümanların size teslim edilmesini isteyiniz. Necâşî'nin Müslümanlar ile konuşmasına imkân bırakmayınız." Fakat hesapları tutmadı, Necaşi'nin konuşmasına mani olamadılar...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.