Aklın anlayamadığı!

A -
A +

Allahü teâlânın sıfatları, Onun zâtı gibi anlaşılamaz. Hiç değişmezler. Meselâ, ilim sıfatı, hiç değişmez. Önceki sonsuzdan, sonraki sonsuza kadar bilinenler ilim sıfatının bir yayılması ile bilinmektedirler. Kudret sıfatı da, olgun, geniştir. Herşey bu sıfatla var olmaktadır. Kelâm sıfatı da yayılmıştır, hiç değişmez. Ezelden ebede kadar, bu bir kelâmla söyleyicidir. Sekiz sıfatın hepsi böyledir. İlim sıfatının bilinen şeylere, kudret sıfatının yaratılmış ve yaratılacak şeylere bağlantıları çok ise de, bu sıfatlarda çokluk ve değişiklik yoktur. Hak teâlâ, herşeyi bilir ve herşeye gücü yeter. Fakat ilim ve kudret sıfatlarının hiçbir şeye, hiçbir ilişiği yoktur. Akıl, bunu düşünemez ve anlıyamaz. Yalnız akla uyanlar, felsefeciler, böyle şey olamaz derler. Hak teâlâ herşeyi bilsin. Fakat, Onun ilmi hiçbirşeye bağlanmasın. Bunun gibi, herşeye gücü yetsin. Fakat, kudretin hiçbir şeye ilişiği olmasın. Böyle şey olamaz derler. Bunlar bilmiyorlar mı ki, ezel ve ebed o mertebede, bir aradadır. An denecek zamanın bile orada yeri yoktur. O mâkama en yakîn ve en uygun ân kelimesinden başka birşey olmadığı için ân denilir. Ezeldeki ve ebeddeki varlıkların hepsi, o bir ânda vardır. Yok olanlar da, o bir ânda yoktur. O bir ânda bir kimseyi hem yok olarak, hem var olarak, hem dünyaya gelmeden önceki hâlini, hem çocukluğunu, hem gençliğini, hem ihtiyârlığını, hem diriliğini, hem ölülüğünü, hem kabirde, hem haşrda, hem Cennetlerde olarak bilir. O ânın bu varlıklarla hiçbir ilgisi yoktur. Eğer bir ilgisi olursa, ânlıktan çıkar. Uzun zaman olur. Geçmiş zaman ve gelecek zaman ayrılır. Bu varlıklar, o bir ânda, hem vardırlar, hem yokturlar. Bilinen şeylerin hepsi, ilim sıfatının bir yayılması ile bilinmektedir. Bu, şaşılacak bir şey değildir. Çünkü zıt olan, ters olan şeyler, bu makâmda ve bir zamanda, bir arada bulunmaktadırlar. O makâmda zaman yoktur. Zamanda da değişiklik yoktur ki, zaman denilsin. Bir kimse bir kelimeyi bir ânda hem isim olarak, hem fiil olarak, hem geçmiş zaman, hem gelecek zaman olarak düşünebilir. Bunları bir ânda bir arada görüyorum der. Kelimenin çeşitli ve ters hâllerini bir arada gördüğüm gibi, kelimenin bunların hiçbiri ile ilgisi yoktur derse, akla uyanlar, felsefeciler buna karşı birşey diyemezler. Allahü teâlânın sıfatları, Onun zâtı gibi anlaşılamaz, olduğundan bildirildiği gibi inanmaktan başka çare yoktur. Bunların anlaşılamaz olduğunu bilmek, bunları anlamak demektir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.