Alış verişte yemin etmek!

A -
A +

Alış verişte, satılan malı, olduğundan aşırı methetmemelidir. Çünkü, hem yalan söylemiş, hem aldatmış, hem de zulmetmiş olur. Hatta, doğru olarak da, müşterinin bildiği şeyi söylememelidir. Çünkü, bu da faydasız söz olur. Kıyâmet günü her sözden suâl olunacaktır. Boş söz söyleyenler, hiç özür bulamıyacaktır. Yemîn ile satmağa gelince, yalan yere yemîn etmek haramdır. Yani büyük günahtır. Doğru yemîn ederse, az birşey için Allahü teâlânın ismini söylemek saygısızlık olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Alış verişte vallahi böyledir, vallahi öyle değildir diye yemîn edenlere ve sanat sâhiplerinden, yarın gel, öbür gün gel diye sözünde durmayanlara yazıklar olsun!". Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Malını yemîn ederek beğendiren kimseye kıyâmet günü merhamet edilmeyecek, acınmıyacaktır." Yûnus bin Abîd, ipekli kumaş tüccarı idi. Malını satarken hiç medh etmezdi. Çırağı, bir gün, kumaşı gösterirken, müşterînin yanında, "Yâ Rabbî! Bu Cennet kumaşından bana da nasîb et!" deyince, Yûnus, bu sözün kumaşı methetmek olacağını düşünerek, kumaşı kaldırıp sattırmadı. Malın ayıbını, müşteriden gizlememeli, hepsini, olduğu gibi göstermelidir. Kusuru gizlemek, hıyânettir. Malın iyi tarafını göstermek, karanlıkta göstermek zulüm, hîle olur. Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem" buğday satan birisinin buğdayına, mübârek parmaklarını sokup, içinin yaş olduğunu görünce, "Bu nedir?" buyurdu. Yağmur ıslatmıştır, deyince, "Niçin saklayıp göstermiyorsun? Hîle eden, bizden değildir" buyurdu. Birisi, üçyüz dirhem gümüşe bir deve sattı. Devenin ayağında ârıza vardı. Eshâb-ı kirâmdan Vâsile bin Eska' orada idi. O anda dalgın idi. Devenin satıldığını anlayınca, alanın arkasından koşup, devenin ayağı ârızalıdır dedi. Müşterî deveyi geri getirip, parasını aldı. Alan, "Satışımı niçin bozdun?" deyince, Vâsile dedi ki: "Resûlullahdan işittim. Buyurdu ki: Satılan birşeyin kusurunu gizlemek helâl değildir. O kusuru bilip söylememek de, kimseye helâl değildir." Vâsile yine dedi ki: Resûlullah bizden söz aldı ki; Müslümanlara nasîhat edelim. Onlara merhamet edelim. Malın kusurunu saklamak, nasîhat etmemek olur. Satıcıların, kusur saklamamaları çok güçtür. Büyük cihâd demektir. Bu cihâdı kazanmak için, mal alırken dikkat etmeli, kusurlu mal almamalıdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.