"Allah için yapılanlar kıymetlidir"

A -
A +

İbâdet, Allahü teâlânın rızâsına kavuşmak için yapılır. Başkasının muhabbetine, ihsânına kavuşmak için yapılan ibâdet, ona tapınmak olur. Allahü teâlâya ihlâs ile ibâdet etmemiz emir olundu. Hadîs-i şerifte, "Allahü teâlânın birliğine iman edenden ve namazı ve zekâtı ihlâs ile yapandan Allahü teâlâ râzı olur" buyuruldu. Yine hadîs-i şeriflerde, "Başkalarına gösteriş için namazını güzel kılan, yalnız olduğu zaman böyle kılmıyan, Allahü teâlâyı tahkîr etmiş olur" ve "Sizde bulunmasından en çok korkduğum şey, şirk-i asgara yakalanmanızdır. Şirk-i asgar, riyâ demekdir" ve "Dünyada riyâ ile ibâdet edene, kıyâmet günü, ey kötü insan! Bugün sana sevap yoktur. Dünyada kimler için ibâdet ettin ise, sevaplarını onlardan iste denir" ve "Allahü teâlâ buyuruyor ki, benim şerîkim yoktur. Başkasını bana şerîk eden, sevaplarını ondan istesin. İbâdetlerinizi ihlâs ile yapınız! Allahü teâlâ, ihlâs ile yapılan işleri kabûl eder" buyuruldu. Resûlullah Efendimiz, Mu'âz bin Cebel'i, Yemen'e vâlî olarak gönderirken, "İbâdetlerini ihlâs ile yap. İhlâs ile yapılan az amel kıyâmet günü sana yetişir" ve "İbâdetlerini ihlâs ile yapanlara müjdeler olsun. Bunlar hidâyet yıldızlarıdır. Fitnelerin karanlıklarını yok ederler" ve "Dünyada haram edilmiş olan şeyler mel'ûndur. Ancak Allah için yapılan şeyler kıymetlidir" buyuruldu. Dünya nimetleri geçicidir. Ömürleri pek kısadır. Bunları ele geçirmek için dînini vermek ahmaklıktır. İnsanların hepsi âcizdir. Allahü teâlâ dilemedikce, kimse kimseye fayda ve zarar yapamaz. İnsana Allahü teâlâ kâfîdir. Allahü teâlâdan korkmalı, Onun rahmetinden ümmîdi kesmemelidir. Ümmîd, recâ, korkudan çok olmalıdır. Böyle olanın ibâdetleri zevkli olur. Gençlerde korkunun daha fazla olması, ihtiyârlarda recânın daha fazla olması lâzımdır denildi. Hastalarda recâ fazla olmalıdır. Korkusuz recâ ve recâsız korku câiz değildir. Birincisi emîn olmak, ikincisi ümmîdsiz olmaktır. Hadîs-i kudsîde, "Kulumu, beni zan ettiği gibi karşılarım" buyuruldu. Zümer sûresindeki elliüçüncü âyet-i kerîmesinde meâlen, "Allah bütün günahları af eder. O gafûrdur, rahîmdir" buyuruldu. Bunlardan, recânın fazla olması lâzım geldiği anlaşılmaktadır. "Allah korkusundan ağlayan, Cehenneme girmez" ve "Benim bildiğimi bilseydiniz, az güler çok ağlardınız" hadîs-i şerîfleri de, havfın, korkunun fazla olması lâzım geldiğini göstermektedir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.