Peygamber Efendimiz, bir hadis-i şeriflerinde, Usâme bin Zeyd'e açlığın faziletini şöyle bildirmişlerdir: "Kıyâmet gününde insanların Allaha en yakın olanları, dünyada O'nun için uzun süre aç, susuz ve mahzun kalmış olan kimselerdir. Bunlar, şöhretsiz muttakîlerdir ki bir yerde bulunduklarında tanınmazlar, yokluklarında ise aranmazlar. Onları ancak yeryüzünün bölgeleri tanır. Göklerin melekleri onların etrafını çepeçevre kuşatır. Halk dünyadan, onlar ise Allah'a ibâdet ve tâattan zevk alırlar... Halk, altlarına yumuşacık döşekler sererken, onlar alınlarını ve dizlerini sermiştir... Halk, peygamberlerin fiil ve ahlâkını zayi etmiştir, onlar ise korumaktadırlar. Yer küresi onlardan birini kaybettiği zaman ağlar. Cebbâr olan Allahü teâlâ, içerisinde bu kullarından bulunmayan memlekete gazap eder. Onlar köpeklerin leşlere daldığı gibi dünyaya dalmazlar; az yerler ve yamalı elbiseler giyerler. Üst ve başları toz toprak içerisindedir. İnsanlar onları gördüklerinde hasta zannederler; oysa onlarda hastalık yoktur. Onlar için, akıllarını kaybetmiş deliler deniliyor; oysa onlar akıllarını kaybetmiş değildir. Fakat kalpleriyle kendilerini dünyadan uzaklaştıran ilâhî emre baktıklarından dünya ehline göre akılsız gezerler. Oysa halkın aklı başlarından gittiği zaman, onların akılları başlarında olacaktır. Âhirette şeref onlara aittir. Ey Usâme! Bunları herhangi bir memlekette gördüğün zaman bil ki, onlar o memleketin ahalisi için emniyet supabıdırlar. Allahü teâlâ, onların içinde bulunduğu bir kavme azap etmez. Yer küresi, onlarla sevinmekte, Cebbâr olan Allah onlardan razı olmaktadır. Bu bakımdan sen onları kendine arkadaş edin! Umulur ki onların yüzü suyu hürmetine kurtulmuş olasın. Elinden geldiğince karnın aç ve ciğerin susuz olduğu hâlde ölmeye çalış; çünkü bu şekilde konak ve derecelerin en şereflisini elde eder, peygamberlerle birlikte olursun ve ruhunun gelişiyle melekler sevinir, Cebbâr olan Allah da sana rahmet deryâlarını coşturur." Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr