Bir gün, Peygamber efendimiz Hz. Ali'ye buyurdu ki: - Yâ Ali! Altıyüz bin koyun mu istersin, yahut altıyüz bin altın mı veya altıyüz bin nasîhat mı istersin? - Altıyüz bin nasîhat isterim. Peygamber aleyhisselâm buyurdu ki: - Şu altı nasîhate uyarsan, altıyüz bin nasîhate uymuş olursun. 1. Herkes nâfilelerle meşgul olurken, sen farzları îfa et. 2. Herkes dünya ile meşgul olurken, sen Allahü teâlâyı hatırla! Yanî din ile meşgul ol, dîne uygun yaşa, dîne uygun kazan, dîne uygun harca! 3. Herkes birbirinin ayıbını araştırırken, sen kendi ayıplarını ara! Kendi ayıplarınla meşgul ol! 4. Herkes, dünyayı imar ederken, sen dînini imar et, zînetlendir! 5. Herkes halka yaklaşmak için vâsıta ararken, halkın rızâsını gözetirken, sen Hakkın rızâsını gözet! Hakka yaklaştırıcı sebep ve vâsıtaları ara! 6. Herkes çok amel işlerken, sen amelinin çok olmasına değil, ihlâslı olmasına dikkat et! *** Hz. Ali, şehîd edileceği gün sabah namazına giderken yolda şu beyiti okuyordu: Ölüme hazır ol ki, ölüm elbet gecikmez, Ölüm gelince artık feryâd fayda vermez. Ramazan-ı şerîfin 17. Cum'a günü sabah namazına giderken, İbni Mülcem tarafından kılıçla alnına vurularak şehîd edildi. Kûfe'de, ya'nî Necef denilen yerde medfûndur. Diğer üç halîfe gibi Cennetle müjdelenenlerdendir. Hz. Ali'nin kızı ve aynı zamanda Hz. Ömer'in hanımı olan Ümmü Gülsüm, hâdiseyi duyunca dedi ki: - Babam da, kocam Ömer gibi sabah namazında suikaste uğradı. Hz. Ali, vefât etmek üzere iken buyurdu ki: - Yemînle söylüyorum ki, umduğuma kavuştum. Sonra Kelime-i şehâdet getirerek vefât etti.