Bugün bundan 934 sene önce, 1071 yılında Ağustos'un 26'sı Cuma günü yapılan ve Türk İslam tarihinin dönüm noktalarından birini teşkil eden önemli bir savaşın yıl dönümü... Bu, Türklere Anadolu'yu kazandıran Malazgirt zaferi... Bu zafer, dînî, millî, siyâsî, askerî neticeleri ve Türk-İslâm târihinin en büyük zaferlerinden biri olması bakımından önemlidir. Selçuklu Türkleri, Malazgirt Meydan Muhârebesinden daha yıllar önce Allahü teâlânın dînini yaymak için Anadolu içlerine gazâ akınları tertib ettiler. Buralara İslamı yaşayarak gösteren Alperenleri yerleştirdiler. Türklerin bu faaliyetleri, Bizans Devletini telaşlandırdı. Akıncıların bu gazâlarında, Anadolu halkına terör ve tahribâttan ziyâde adâletle muâmelesi, zâlimleri ortadan kaldırmaları, can, mal, ırz emniyetini sağlamaları, bölge halkının Müslüman idâresini gönülden tercih etmelerine yol açtı. Bizans'ın ancak meşhur târihi entrikalarla yüzyıllardan beri Anadolu'da hâkimiyetini koruyabilmesi, zulme varan sıkı tedbirleri, halka kötü muâmelesi, yerli halkın Türklerin idâresini tercih etmelerini daha da kolaylaştırdı. Sultan Alparslan, Anadolu'ya girmekte kararlıydı. Bunu haber alan Bizans İmparatoru Diojen de kararlılığını gösterdi. İmparator, bütün İslâm ülkelerini almaya karar vermişti. İstilâ edeceği İslâm ülkelerindeki câmilerin yerine kiliseler açmayı ve bu sûretle İslâm dînini ortadan kaldırmayı da aklına koymuştu. Kendinden ve ordusundan emindi. Gururlu ve kibirli bir şekilde, Alparslan'ın barış için gelen heyet başkanına; "Kışlamak için İsfehan'ın mı, yoksa Hemedan'ın mı" daha iyi olduğunu sordu. Barış teklifini şiddetle reddedip; "Sultânınıza söyleyiniz; kendileriyle barış müzâkerelerini Rey'de yapacağım, ordumu İsfehan'da kışlatıp, Hemedan'da sulayacağım" dedi. Heyet başkanı da, Diojen'e; "Atlarınızın Hemedan'da kışlayacaklarından ben de eminim, fakat sizin nerede kışlayacağınızı bilemiyorum" diyerek gereken karşılığı verdi. Selçuklu Sultanı Alparslan, âlim ve devlet adamlarının tavsiyesiyle, muhârebeyi 26 Ağustos Cuma günü yapmayı tercih etti. İki ordu, Malazgirt ovasında karşılaştı. Sultan Aplarslan'ın ince savaş taktikleri ve Cenab-ı Hakkın yardımı ile, 40 bin kişilik Selçuklu ordusu ile 200 bin kişilik Bizans ordusunu perişan etti. Diyojen esir alındı. Kazanılan büyük zaferden dolayı Abbâsî Halifesi, Sultan'a tebrik ve teşekkür mektupları gönderdi. Birçok İslâm şâiri, Alparslan'ı metheden kasideler yazdılar. Türklerin yeni yurt edinmesini sağlayan Malazgirt Zaferinden sonra, on beş yıl içinde Anadolu ele geçirildi. Bu zaferle Anadolu'nun tapusu, Türklerin eline geçti. Bu bakımdan, Malazgirt Zaferi, Türk ve dünyâ târihinde bir dönüm noktası oldu. Anadolu'ya, burayı vatan edinen Selçuklu Türkleri ile diğer Türk boyları yerleştirildi. Bozkır kültüründen, İslâm medeniyeti dâiresine bütünüyle giren Türklerin dünyâ görüşü daha da gelişti. Doğudan gelen göçebe Türkler, Anadolu'da yerleşik medeniyete geçirildi. Şehirler kurup geliştirerek kültür, sanat, sosyal müesseseler tesis edildi. Kıymetli mîmârî eserleriyle bu yerleşim merkezleri süslendi. Daha sonra Selçukluluların devamı olan Osmanlılar, bu medeniyeti Avrupa içlerine kadar götürdüler. > Tel: 0 212 - 454 38 21 Faks: 0 212 - 454 38 29