Hatırlarsanız geçen sene bugünlerde İhlas Armutlu Tatil Köyü'nden bahsetmiştim. Geçtiğimiz günlerde yine Armutlu Tatil Köyü'ndeydim. Tesis geçen seneye göre artık iyice oturmuş, ufak tefek bazı eksiklikler giderilmiş. Tesiste, yaşlı, genç, çocuk, kadın-erkek her kesime hitap edecek ona hoş vakitler geçirtecek bölümler mevcut. Geçen seneye ilave olarak kamu kuruluşları ve özel kuruluşlardan toplantılar için kalabalık grupların geldiğini gördüm. Toplantıya katılanlar bir taşla iki kuş vurup, çoluk çocuklarını da getirerek ailece tatil yapma imkanını da yakalamış oluyorlar. Geçen sene daha çok Tatil Köyü'nün içinden bahsetmiştim. Dışına fazla yer ayıramamıştım. Bunun için bu sene günü birlik yapılan gezi programlarından bahsetmek istiyorum... Bir akşam üzeri bu gezileri düzenleyen Osman Öztürk Bey ile karşılaştım. Beni görünce, "Ağabey yarın sabah dokuzda ailece hazır olun, Bursa gezimiz var!" dedi. Osman Bey'e hayır diyemedim (iyi ki de dememişim). Ertesi sabah hazırlanıp Gemlik üzerinden 85 km olan Bursa yoluna koyulduk. Ramazan-ı şerif ayı için düzenlenen özel programda (Bu geziler ramazan haricinde de devam ediyor) Bursa'da ilk uğradığımız yer Emir Sultan Camii ve Türbesi oldu. Osman Gazi, Orhan Gazi, Eskici Mehmed Dede, Seyyid Ataullah, Molla Fenari, İsmail Hakkı Bursevi türbeleri ve Somuncu Baba Fırını, Yeşil Cami ziyaretlerinden sonra, buram buram tarih kokan, içinde hiç yeni ev olmayan tarihi 270 haneli Cumalıkızık Köyü'ne gittik. Sempatik hali ve ibretli fıkraları ile bizleri neşelendiren rehberimiz Onur Bey, "Gezilecek yer çok ancak bir günde ancak bu kadar yer ziyaret edilebiliyor, zaten iftar da yaklaştı" diyerek bizi aldı Uludağ eteklerindeki Saitabat Şelalesine götürdü. Şelale çevresinde bulunan restoranlardan birinde iftarımızı yapıp namazımızı kıldıktan sonra teravih için Ulucami'ye geldik. Teravihten sonra da geri dönüşe geçtik. Camiye gelene kadar, moralim, neşem yerindeydi. Bundan sonraki gördüklerim beni gerçekten üzdü. Sebebini anlatayım: Camiye doğu kapısından girdim. Kapının ağzında zar zor yer bulabildim. Yatsının farzını gürültü içinde kılıp selam verince bir de ne göreyim, arkam tamamen kadın cemaat ile dolu. Arada perde, ayrı bölüm falan yok. Çocuk ve kadın seslerinden huşu içinde namaz kılmak mümkün değil. Dışarı çıkıp belki yer bulurum ümidiyle caminin arka tarafına, arka kapıya yöneldim. Yer bulmak ne mümkün; kadın safları dışarı taşmış, dışarıda kılıyorlar. Sonra caminin bitişiğindeki parka geçtim. Parkta 'ramazan eğlenceleri' düzenleniyor. Kapalı-açık kadın, çocuk, yaşlı, genç tıklım tıklım dolmuş. İtiş kakış ancak ilerleyebiliyorsunuz. Ortada bir sahne var. Konser hazırlıkları yapılıyor. Afişe baktım, tam bir cümbüş. Semazenler, ilahiler, şarkıcılar, türkücüler... ne ararsan var. Teravih bitip namazdan çıkanlar da yerlerini alınca curcuna başladı. Vur patlasın çal oynasın... Ramazan eğlenceleri, şarkılı türkülü kandil kutlamaları rezaletinin ben sadece Sultanahmet, Feshane, Mydonose Showland gibi yerlerde yapıldığını zannediyordum. Demek ki artık Anadolu'ya da taşmaya başlamış. Yıllardan beri dış güçlerin yapmak istedikleri buydu. İslamiyeti yok edemeyeceklerini anlayınca sulandırmaya karar verdiler. Kural yok, yasak, kaide yok, her akla gelen yapılacak. Varılmak istenen son nokta; görünüşte Müslüman fakat gerçekte Müslümanlıkla alakası kalmamış bir toplum ortaya çıkarmak. Vaziyete bakılınca hayli mesafe alındığı görülüyor! ------ Tel: 0 212 - 454 38 21 Faks: 0 212 - 454 38 29