Ad kavmi ileri gelenleri yağmur duası için gittikleri Mekke'de günlerce yiyip içtikten sonra, duâ için Harem'e gittiler. Duâ ettiler. Ancak bu duâları yağmur bulutu yerine, azap bulutunun davetçisi oldu. Gökyüzünde bir siyah bulut, Mekke'den, Ad kavminin bulunduğu Hadramut bölgesine doğru gitmeye başladı. Ufuktaki bulutu, ilk önce Ad kavminden Mehder adlı bir kadın gördü. Mehder, buluttaki azabı görür görmez, bir çığlık attı ve bayılıp düştü. Bir zaman sonra kendine geldiğinde, "Sana ne oldu? Ne gördün de birdenbire bayılıp düştün?" diye sordular. Kadın, bunun üzerine şu cevabı verdi: "Şu bulutu görüyorsunuz ya! Onu, parıldayarak etrafa kıvılcım saçan korkunç bir ateş şeklinde gördüm. Ve onun içinde, heybetli ve güçlü, kuvvetli birtakım kimselerin, o ateş bulutunu alarak, bizim bulunduğumuz yere doğru ilerlediklerini görünce, bu dehşetli hâlden bayılıp düştüm." Buna rağmen, Ad kavminin insanları, bu hâle hiç ehemmiyet vermiyorlar, gelenin yağmur yüklü bir bulut olduğunu zannettiklerinden, çok sevinip, birbirlerine müjde veriyorlardı. Nitekim ayet-i kerimede mealen buyuruldu ki: "Onlar, kendi vadilerine doğru gelen azabı, bir bulut parçası olarak görünce, memnun olup sevinerek; "İşte, şu görülen şey, bize çok yağmur yağdıracak bir buluttur" dediler. Hûd (aleyhisselam) da onların bu sözlerine karşı, "Hayır, o, yağmur yağdırıcı bir bulut değil, bilâkis sizin acele gelmesini istediğiniz azaptır. O bulut zannettiğiniz şey, kendisinde azab-ı elim bulunan bir rüzgârdır. O rüzgâr, Rabbimin emriyle, uğradığı her şeyi helâk eder" dedi." (Ahkaf suresi: 24) Hûd aleyhisselam, devamlı olarak, onları, Allahü teâlânın şiddetli azapları ile korkuttukça, Ahkaf suresinin 22. ayetinde bildirildiği gibi; "Haydi, bizi korkutmakta olduğun azabı getir de görelim" diyerek taşkınlıkta daha ileri giderlerdi. İşte Adlıların yağmur yüklü bulut zannettikleri o şiddetli azabın, Magis Vadisi tarafından geldiği görülünce, müşriklerin sevinmelerine karşı, Hûd aleyhisselam, onların, "Azabı getir de görelim" şeklindeki sözlerine cevap olmak üzere; "O, sizin acele gelmesini istediğiniz azaptır" buyurdu. Gördükleri bulut, bir taraftan yaklaşırken, Ad kavminin insanları sevinç ve neşe içerisinde, onu karşılamak üzere toplanmışlardı. Bunun yağmur yüklü bir bulut olmadığı, şiddetli bir azap taşıdığı hususunda, Hûd aleyhisselamın ve bulutu görür görmez bayılıp düşen kadının sözlerine hiç aldırış etmeyen Ad kavminin insanları, hâlâ onun yağmur yüklü olduğunu zannediyorlardı...