Ba'de harabül Basra!..

A -
A +

Son yıllarda, boşanma davalarındaki artışın korkutucu boyuta ulaşması Meclisi ve Hükümeti harekete geçirdi. Özellikle son dönemde evlilikleri bir yılı bile doldurmayan çiftlerin adliye koridorlarına taşınması, boşanmalardaki ciddiyeti gözler önüne serdi. Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü de bu konuyu masaya yatırdı. Aile ile ilgili hukuki meselelerin çözümü, ailenin korunması, huzuru ve refahı konularında neler yapılabilir, bunların araştırılmasına karar verildi. Geçenlerde bir grup milletvekili de, boşanmalara sebep olan unsurların araştırılması ve gerekli tedbirlerin alınması için TBMM'de bir araştırma komisyonu kurulmasını istedi. Önergenin gerekçesinde, Meclis'te kurulacak bir araştırma komisyonunda, Türk aile yapısının sağlam temeller üzerinde kurulabilmesi için binlerce ailenin dağılmasına yol açan boşanma olaylarının sebeplerinin araştırılmasının ve elde edilen veriler doğrultusunda tedbirlerin alınmasının yararlı olacağı belirtildi. YIKMAK KOLAY YAPMAK ZOR! Evet, bunlar doğru teşebbüsler; güzel, isabetli arayışlar... Fakat ne yazık ki, Ba'de harabül Basra; Basra harap olduktan sonraki arayışlar... Bir şeyi yapmak zor, fakat yıkmak çok kolay. Hele bu, bir bina olmayıp aile inşası olunca çok daha zor neredeyse mümkün değil. Çünkü sosyal değişimlerde geri dönüş için yoğun çalışma ve uzun yıllar gerekir. Aile, bu hale kendiliğinden gelmedi. Aileyi bu hale getirmede, aile ile ilgili yasal değişikliklerin büyük rolü oldu. Bu değişikliklerin her biri aileyi sarsan birer dinamit neticesi verdi. Bu değişikliklerde, hep Batı, Avrupa Birliği örnek alındı. Örnek alınan Batı'nın hali ise ortada; aile diye bir şey kalmamış! Batı'da aileyi o hale getiren, Batı'nın sözde kadını düşünerek yaptığı değişikliklerdir. Batı'daki aile üzerine yapılan değişikliklerin neticesi ortada iken, bunları kopya ederek aileyi kurtarmanın mümkün olmadığını artık anlamamız lazım. Kurtarmak bir tarafa, bizdeki aile yapısını da Batı aile yapısına benzeteceğini tahmin etmek için fazla zeki olmaya da ihtiyaç yok. Görünen köy kılavuz istemez. Batı, yaptığı yanlışlığın farkına varıp çareler ararken biz aynı yanlışlıklardan medet umuyoruz. Zamana göre değişim şarttır, fakat bunun da bir sınırı var; değişim olacak şeyler var olmayacak şeyler. Değişim üzerine seri konferanslar veren, bu konuda birçok kitabı olan araştırmacı yazar Pat Mesiti, aile üzerine yapılacak değişimin, aileyi parçalayacağını, aileyi parçalamanın da toplumu parçalamak demek olacağını bildiriyor. ZİNA İÇİN HER TÜRLÜ KOLAYLIK! Batının, kadın erkek eşitliği saplantısı ile çıkardığı yasalar, aile fertlerinin rollerini değiştirerek aileyi perişan etti. Ailenin DNA'sı bozuldu. Ailede birlik kalmadı. Yeni düzenlemelerde getirilen, mal paylaşımı, kadının çalışabilmek için kocasından izin alma şartının kaldırılması, eve istediği zaman gelmesi gitmesi gibi sözde eşitlik, ekonomik bağımsızlık, kendi ayakları üzerinde durma teşvikleri, yönlendirmeleri, eşleri birbirine düşürdü; aralarına nifak, düşmanlık tohumları ekti. İş o kadar ileri noktaya götürüldü ki, çatışma, çıkarılan yasalarla yatak odasına, mahrem hayata taşındı. Bugün, cinsel beraberliğe nikahlı eşlerden birinin rıza göstermemesi ağır suç oldu. Tarafların, buna uymaması durumunda tecavüz suçu 7 yıldan başlıyor. Eskiden kadın için zina suç sayılıyordu. Kadın erkek eşitliğine aykırı görülerek yeni kanunla bu da kaldırıldı. Günümüzde kadın için de erkek için de zina artık suç değil. Böylece nikahlı beraberliğe sınır getirilirken, tecavüz kabul edilirken zina için bütün yollar açıldı; ticari maksatlı fuhşun dışında fuhuş suçu kalmadı. Ticarisine de zaten devlet izin veriyor. Bütün bunlardan sonra da çıkıp ailenin içler acısı halinden şikayet ediliyor. Aileyi bu hale getirenlerin, ailenin çöküşünden, boşanmaların anormal artışından şikayet etme hakları yoktur. Eski aile yapımızı yasalarla artık koruyamayacağımıza göre, bize düşen örf ve âdetlerimizi, inancımızı aile içinde yaşatarak devam ettirmekten başka çaremiz kalmıyor artık. Şunu unutmayalım: Dinimizin bizden sonraki nesillere intikali ailenin ayakta kalmasına bağlı!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.