Dün, Müslümanların asırlardır başka dinden olanlara karşı gösterdikleri hoşgörüye rağmen, Hristiyanların hep düşmanca tavır içinde olduklarını, "Karikatür olayı"nda da bunu bir defa daha gösterdiklerini yazmıştık. Tarihte yaptıkları katliamlardan bahsederken "Endülüs Faciası"ndan, yıkılan tarihi eserlerden ve katledilen masum insanlardan bahsetmiştik. Halbuki tarih boyunca, hiçbir Müslüman hükümdâr ve kumandan başka dinden oldukları için onların binalarını, tarihi eserlerini yıkmamışlar, kimseye zulüm yapmamışlar, Müslüman âlemini Hristiyanlara karşı savaşa teşvîk etmemişlerdir. İslâmiyette hiçbir mahlûka zulüm yapmak câiz değildir. Bütün Müslüman din adamları, zulme mâni olmuştur. İşte, binlerce olaydan size küçük bir misâl. "Fezleke-i târîh-i Osmânî" kitabında şu hadise anlatılmaktadır: Dâr-üs-se'âde ağası iken emekli olan Sünbül Ağa, Mısır'a giderken, Rodos açıklarında, Malta korsanları tarafından şehîd edildi. Venedik gemileri Mora'ya asker çıkarıp çocuk ve kadın demeden, binlerce Müslümanı öldürdü. Onsekizinci pâdişâh Sultan İbrâhîm, Hristiyanların bu katliâmını işitince pek üzüldü ve bir an için hislerine kapılıp bunlara karşılık olarak, Osmânlı idâresinde misâfir olarak bulunan Hristiyanlara kısâs yapılmasını, öldürülmelerini emir ve fermân eyledi. Bunun üzerine zamanın Şeyh-ul-islâmı olan Ebüs-Sa'îd Efendi Pâdişâhın huzûruna çıktı. Böyle bir karârın ve haksız yere insan öldürmenin İslâm dînine aykırı olduğunu, birinin işlediği suçtan bir başkasının cezalandırılamayacağını bildirdi. Sultân İbrâhîm, bütün Osmanlı sultânları gibi, İslâm dînine ve Allahü teâlânın kitâbına çok bağlı olduğu için, bu nasîhati kabûl ederek, karârından vazgeçti... Dün olduğu gibi bugün de Müslümanlar, insan haklarını ve barışı savunmakta; hangi dinden olursa olsun herkesin dinini rahatça yaşamasını istemektedir. Bunu da, başkalarına şirin görünmek için değil, İslam dininin emri olduğu için istemektedir. Batı ise, fırsatları kendi menfaatleri doğrultusunda değerlendirmekte, olaylara Haçlı zihniyeti ile yaklaşarak medeniyetler çatışmasına zemin hazırlamaktadır. Avrupa'yı yakından tanıyan Prof. Dr. Ahmet Ağırakça, karikatür olaylarını şöyle yorumladı: "Haçlı Seferlerinin en önemli noktası, kendi içindeki yetersiz kaynaklara mecbur kalan Avrupa'nın bir çıkış araması, buna karşın doğu dünyasının zenginlik içinde olması ve batının gözünü doğudaki bu nimetlere dikmesiydi. Avrupa o zaman maddi sıkıntılarını aşmak için 'Doğunun sokaklarında bal ve süt akıyor' diyerek Avrupalıları doğuya yönlendirirken, Müslümanlara hakaret ede ede kendi insanının İslam topraklarına saldırtmak için hazırladı. Bu çerçeveden bakıldığında, karikatür olayının da aynı mantıktan hareketle cereyan ettiği sonucuna rahatlıkla varabiliriz. Avrupa bugün de kendi insanını İslam ve Müslümanlara karşı kışkırtıp bir çeşit savaş çığırtkanlığı yapıyor ve insanlarını İslam dünyasına karşı topyekun bir savaşa hazırlıyor. Avrupalılar Müslümanlara hakaret ederek onları kışkırtıyor ve infiale zorluyor. Böylece Avrupalılar için bir savaş ve saldırma nedeni doğmuş olacak..." Osmanlı'yı yıkarak Müslümanları, başsız, sahipsiz bırakan Avrupa, ikinci bir hamle ile de, İslamı yok ederek, dünyayı tamamen Hristiyanlaştırmak istiyor. Kilise, 2000 yılındaki yeni yıl mesajında, "Birinci bin yılda Avrupa Hristiyanlaştırıldı. İkinci bin yılda Amerika ve Afrika Hristiyanlaştırıldı. Üçüncü bin yılda ise Asya Hristiyanlaştırılacak!" dememiş miydi? ---------------------------------------- Tel: 0 212 - 454 38 21 Faks: 0 212 - 454 38 29