"Ben melek değilim!"

A -
A +

Nuh aleyhisselam peygamberliğini tebliğe başlayınca, kavminin ileri gelenleri, diğer insanlara dediler ki: "Bu Nuh, ancak sizin gibi bir insandır. Sizin gibi yiyor, içiyor, uyuyor. Böyle birisi, Allahü teâlâ tarafından gönderilmiş bir peygamber nasıl olabilir? Sizi tevhide davet etmekle, size reis olmak istiyor. Onun maksadı budur. Eğer hakikaten, Allahü teâlâ, kendisinden başkasına ibadet olunmamasını veya bize peygamber göndermeyi dileseydi, meleklerden peygamberler gönderirdi. Biz bunun; tevhid, peygamberlik ve öldükten sonra dirilmeye ait olarak, bizi davet ettiklerinin hiçbirini atalarımızdan duymadık. Bu Nuh ancak deli bir kimsedir." Hz. Nuh, kavminden iman etmeyenlerin bu sözlerine karşılık dedi ki: "Sizi Allahü teâlânın yasak ettiği küfür ve günahlardan sakındırmak ve cehennem azabıyla korkutmak için, Rabbiniz tarafından, içinizden biri vasıtasıyla, size vahiy ve haber gelmesine taaccüp mü ediyorsunuz? Şayet Allahü teâlânın emirlerine itaat ederseniz, ahirette ebedî azaptan kurtulursunuz." Hz. Nuh, onların bu kadar itiraz etmelerine ve kendini yalanlamalarına karşı, sabrediyor, tebliğ vazifesine devam ediyordu. Onlar istemeseler de, yine gidip, adeta yalvarırcasına nasihat ediyor, dünya ve ahirette felâkete girmemeleri için çok gayret sarfediyordu: "İstediğiniz, itiraz ettiğiniz şeylerin hepsinin doğru olmadığını, yanlış olduğunu bildiğiniz hâlde, ısrar eder, hâllerinizin ve sözlerinizin yanlış olduğunu düşünmez, tefekkür etmez misiniz? Ben size, benim yanımda Allahü teâlânın hazineleri vardır demiyorum ki, istediklerinizi vereyim. Ben gaybı bilirim demiyorum ki, size maksadınızı haber vereyim. Size, ben meleğim de demiyorum ki, sizin bana ancak bizim gibi bir insansın diyerek itirazda bulunmanızın bir manası olsun. Sizin hor ve hakîr gördüğünüz fakir müminler hakkında da, Allahü teâlâ, onlara hayır ve mükâfat vermez de demiyorum. Bilâkis Allahü teâlânın onlara dünyada iken verdiği iman ve hidayet nimeti ve ahirette vereceği cennet ve yüksek dereceler; size dünyalık olarak çok mal vermesinden elbette daha hayırlıdır. Onların kalblerinde Allah sevgisinden, güzel ahlâktan ve temiz itikaddan, sıdk ve ihlastan ne bulunduğunu en iyi bilen Allahü teâlâdır. O hâlde ben, Allahü teâlânın hazineleri benim yanımdadır, ben gaybı bilirim ve ben meleğim desem ve sizin arzunuza uyarak, onların bana iman etmelerini kabul etmezsem, onları yanımdan kovarsam ve kendilerine, Allahü teâlâ size, hayır, mükâfat vermez desem, muhakkak ki zâlimlerden olurum."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.