"Beni arayan bulur!"

A -
A +

Davud aleyhisselamın yanına iki kişi gelip, birbirinden şikayet etti. Dinleyip karar verip giderken, Azrail aleyhisselam gelip; "Bu iki kişiden birincisinin eceline bir hafta kaldı. İkincisinin ömrü de, bir hafta önce bitmişti. Fakat ölmedi" dedi. Davud aleyhisselam şaşıp, sebebini sorunca; "İkincisinin bir akrabası vardı. Buna dargın idi. Bu gidip, onun gönlünü aldı. Bundan dolayı, Allahu teala, buna yirmi yıl ömür takdir buyurdu" dedi. Nitekim hadis-i şerifte, "Sıla-i rahm yani akrabayı ziyaret ömrü uzatır" buyuruldu. Allahü teâlâ, Dâvud aleyhisselâma, "Bir kimse, her şeyden ümit kesip, yalnız bana güvenirse, yerde ve göklerde bulunanların hepsi, ona zarar yapmaya, aldatmaya uğraşsalar, onu elbette kurtarırım" diye vahiy gönderdi. Allahü teala Davud aleyhisselama; "Yeryüzündeki bütün halka ilan et ve de ki: "Ben, beni sevenin sevgilisi, benimle oturanın arkadaşıyım. Beni zikr ile ünsiyet edenin dostu, bana arkadaşlık edenin refikiyim. Beni tercih edeni tercih ederim. Beni gerçek olarak seveni, kendim için kabul eder ve onu herkesten üstün tutarım. Gerçek olarak beni arayan bulur, fakat başkasını arayan beni bulamaz. Ey yeryüzünün halkı! İçine düştüğünüz şaşkınlık ve aldanmadan vazgeçin. Benim keremime, arkadaşlığıma ve benimle ünsiyete yönelin ki, ben de sizinle ünsiyet edeyim ve süratle sizi seveyim. Zira ben dostlarımın tıynetini, Halilim İbrahim, sırdaşım Musa ve halis dostum Muhammed'in (aleyhimüsselam) tıynetinde yarattım. Bana iştiyak duyanların kalbini, benim nurumdan yarattım" buyurmuştur. Davud aleyhisselam; "Ya Rabbi! Sana müştak olanlar, kavuşmayı isteyenler kimlerdir?" diye sorunca Allahü teala: "Onlar her türlü keder ve bulanıklıklardan kendilerini temizlediğim ve çekinmelerini emrettiğim, gönüllerinde bana bakmaları için pencere açtığım, safi kimseleridir. Ben kendi yed-i kudretimle, onların kalblerini alır, göklerin üzerine yükseltirim. Sonra meleklerimi çağırırım, onlar gelir bana secde ederler. Ben meleklerime; "Sizi, bana secde etmeniz için çağırmadım, sizi, bana müştak olanların gönüllerini göstermek ve onlarla iftihar etmek için çağırdım" derim. Onların kalbleri, güneşin yeryüzüne verdiği ziya gibi, göklerdeki meleklere aydınlık verir. Ya Davud! Ben, bana müştak olanların kalblerini benim rızamda yarattım. Benim cemalimin nuru ile onları nurlandırdım. Onları benim için haberci kıldım. Onlar, nimeti anar ve bana şükrederler. Bedenlerini ise, yeryüzünde bakacağım yer yaptım. Gönüllerinden bana gelen bir yol açtım. Her an oradan bana bakarlar ve bana olan şevk u iştiyakları artar" buyurdu...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.