Dostun dostları, insana sevimli görünür. Düşmanları, çok çirkin görünür. Bir kimse, birisini seviyorum derse, onun düşmanlarından uzaklaşmadıkça, sözüne inanılmaz. Ona münâfık denir. Allahü teâlâ, Mûsâ aleyhisselâma sordu: "Yâ Mûsâ! Benim için ne amel işledin?" Mûsâ aleyhisselâm cevap verdi: "Yâ Rabbî, senin için namaz kıldım, oruç tuttum, tesbîh okudum, sadaka verdim." Hak teâlâ buyurdu ki: "Yâ Mûsâ! Bunların hepsi senin içindir. Namaz kılarsan Cennet veririm, oruç tutarsan sana kabir ve Sıratta nûr olur. Tesbîh okursan Cennet-i a'lâda senin için ağaç dikilir, sadaka verirsen, üzerine gelecek kaza ve belâ def' ve ref' olur. Yâ Mûsâ, benim için ne amel yaptın?" Bunun üzerine Mûsâ aleyhisselâm sordu: "Yâ Rabbî, senin için ne amel yapmak gerekir? Nasıl bir amel yapayım ki, senin için yapmış olayım? Hak teâlâ hazretleri buyurdu ki:" Benim için yapılmış olan amel, dostumu dost ve düşmanımı düşman tanımaktır." Allahü teâlânın en beğendiği ibâdet, Müslümanları sevmek, kâfirlere düşman olmaktır. Buna, "Hubb-i fillah ve buğd-ı fillah" denir. Resûlullah efendimiz buyurdu ki: "¹mânın temeli ve en kuvvetli alâmeti, Müslümanları sevmek ve Müslümanlara düşmanlık edenleri sevmemektir." Cenâb-ı Hak İsâ aleyhisselâma buyurdu ki: "Eğer yerlerde ve göklerde bulunan bütün mahlûkların ibâdetlerini yapsan, dostlarımı sevmedikçe ve düşmanlarıma düşmanlık etmedikçe, hiç faydası olmaz." Hıristiyanlar teslis (üç ilah) inancı ile Cenab-ı Hakk'a şirk, ortaklık koşmaktadırlar. Dinimize göre, Hıristiyanların, Yahudilerin Cennete gireceğine inanan, söyleyen dinden çıkar. Nisa suresi 48. âyetinde bunları asla affetmeyeceği buyuruyor: "Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; bundan başkasını, (günahları) dilediği kimse için bağışlar. Allah'a ortak koşan kimse büyük bir günah (ile) iftira etmiş olur." Başka âyet-i kerîmelerde de buyuruldu ki: "Ey îmân edenler! Benim ve sizin düşmanlarımızı sevmeyiniz." "Mü'minlerin erkekleri ve kadınları birbirlerini severler." Bu âyet-i kerîmeler de, kâfirleri sevmeyi harâm etmektedir. Sevmemek de kalb ile olur. Bir hadîs-i şerîfte, "Allahü teâlânın bazı kulları vardır. Bunlar, peygamber değildir. Peygamberler ve şehîdler, Kıyâmet günü bunlara imrenirler. Bunlar, birbirini tanımayan, uzak yerlerde yaşayan, Allah için birbirini seven mü'minlerdir." buyuruldu.