"Benim istediğim gibi inanacaklar ve yaşayacaklar!"

A -
A +

Bazı filmlerde, dizilerde, "Filmde işlenen konuların gerçek olaylarla, şahıslarla bir ilgisi yoktur" denilse de, bazen gerçek olaylar bire bir yansıtılmaktadır. Geçenlerde yayınlanan popüler bir dizideki diyalog böyleydi; dikkat çekiciydi! Ülkemiz ile ilgili planları olan iki dış gücün temsilcileri kendi aralarında tartışıyorlardı. Bunlardan biri, geçmişte Türk milletine yön vermek için çalışan gücün temsilcisiydi. Diğeri de, günümüzde Türk ve İslam âlemi için yazılan yeni senaryonun sahibiydi. Eski senaryonun sahibi sitem ederek diyor ki: - Yanlış yapıyorsunuz! Biz Türkleri iki yüz yıldır bu kitaptan (Kur'ân-ı kerimden) uzak tutmak için uğraştık. Bu çalışmaların sonucunda Türkler içlerine döndüler. Ve çevresindekiler ile düşman oldular. Biz bu sayede, Arapları yendik. Türklerle birlikte olan Arapları bin yıldır kim yenebilmiş. Siz onlara yeniden bunu (Kur'ân-ı kerimi) va'dediyorsunuz... YENİ SENARYO DAHA TEHLİKELİ Yeni senaryonun sahibi olan Amerikalı buna şu cevabı veriyor: - Benim onlara va'dettiğim Kur'an Muhammed'e (aleyhisselam) inen kitap değil. Benim olan, benim anlattığım dine çağırıyorum. Onların âyetleri ile ama benim yorumumla. Yani, benim istediğim gibi inanacaklar, benim istediğim gibi yaşayacaklar!.. Bu konuşmalardan birincisi iki yüz yıllık geçmişi özetliyor. İkinci konuşma ise, eskisi miadını doldurduğu için hazırlanan yeni senaryonun esaslarını ortaya koyuyor. Görünüşe göre, ikinci plan daha tehlikeli! Birincisinde, İslamı yok etmede baskı, zulüm olduğu için, Müslümanlarda bu plana karşı ciddi bir tepki oluşmuştu; inançlarını korumak için ciddi çalışmalar yapmışlardı. İkincisinde; yıkım, zulüm yok! Zarar verme güler yüzle, tatlı dille yapıldığı hatta birçok haklar, rahatlıklar verildiği için çok kimse olup bitenin farkına varamıyor. Suyu yavaş yavaş ısıtılarak haşlanan kurbağa gibi Müslümanlar sinsice haşlanıyorlar, zehirleniyorlar fakat farkına varamıyorlar. İşin özeti, püf noktası şu cümlede: "Kendi âyetleri ile ama benim yorumumla. Yani, benim istediğim gibi inanacaklar, benim istediğim gibi yaşayacaklar!" Son yıllarda, birbirinden farklı üç yüzün üzerinde meal yazılması, her yayınevinin ayrı bir tefsir hazırlatması, bunların çok ucuz satılması hatta ücretsiz dağıtılması ve sinsi bir şekilde insanlar fıkıh, ilmihal kitaplarından uzaklaştırılarak meallere yönlendirilmesi bu püf noktası ile ilgilidir. Yine bu farklı mealler ve tefsirler yolu ile; Hak din sadece İslamiyet değildir, Hıristiyanlık ve Yahudilik de Hak dindir, bütün inananlar Cennete gidecekler, bütün inananlar kardeştir, bu üç dinin birbirine üstünlüğü yoktur; aynı bahçenin farklı gülleri gibidir, Kiliseler ve Havralar da Allahın evleridir, dolayısıyla bu üç dinin mensuplarının kendi dinlerini öne çıkarması, karşısındakine emri marufta bulunması boşuna bir gayrettir, muhatabını üzmek olur... gibi 1400 yıldan beri bildiğimiz inanca tamamen ters ve küfür kabul edilen düşünceler artık sıradan bir inanç şeklinde sunulmakta ve bu düşünceler kendisine taraftar bulabilmektedirler. İSMİ HOŞ İÇİ BOŞ ANLAYIŞ! Son yıllarda yaygınlaşan şuursuzluk, gevşeklik: Olsa da olur, olmasa da; öyle olsa da olur böyle olsa da... anlayışı da senaryonun püf noktası ile ilgili. Ben yapayım da Allah ister kabul etsin isterse kabul etmesin havası hakim. Adam canı isterse namaz kılıyor istemezse kılmıyor. Hava soğuk deyip ayağını yıkamadan çoraba meshediyor, kilisedeki ayine özenip sandalyede namaz kılıyor, rahle üzerine secde ediyor. Namazda, başı kolları açık, ayağı çıplak olmuş onun için fark etmiyor. Hatta bazı turistik yerlerde kısa şort ile camiye geliniyor. İşte Müslümanlar için kurgulanan; İsmi İslam olan, âlimsiz, fıkıhsız, kuralsız, kesin bir emir ve yasağı olmayan, herkesin kendi mantığına göre yorumladığı, ilâhî temelden uzak tamamen insan düşüncesine dayalı felsefî, ahlakî bir sistem. İsmi hoş içi boş, "Ilımlı İslam" modeli...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.