Sevgili Peygamberimizin hayatında Ramazan ayının ayrı bir önemi vardı. Çünkü, Kur'an-ı kerimin inmesinin başlangıcı Ramazan ayında idi. Tamamının bir defada indiği yine Ramazan ayında idi. Peygamber efendimiz her yıl Cebrail aleyhisselamla buluşup durumunu müzakere ve muhafaza ederdi. Âlemlerin hocası Efendimiz, Ramazandan Ramazana, inen Kur'an'ı ona arzederdi. Peygamber efendimiz, Ahırete intikal ettiği sene iki kere arzetti. Velhasıl Kur'an-ı kerimin topluca ve ayrıntılarıyle inişi, arzı, sağlamlaştırılıp kuvvetlendirilmesi Ramazan ayında vaki olmuştur. Hadis-i şerif delalet eder ki, Ramazan ayında Kur'an dersi yapmak, yani Kur'an'ı başkasına öğretmek, bilmiyorsa başkasından öğrenmek ve kendinden daha iyi ezberlemiş olana arzetmek müstehaptır. Diğer mukaddes kitapların da Ramazanla ilgileri var. Resulullah efendimiz: "İbrahim'in sayfaları Ramazanın ilk gecesi indi. İncil, on üçüncü gecesi nazil oldu. Tevrat, altıncı gecesi nazil oldu. Kur'an-ı azim yirmi yedinci gecesi indi", buyurmuştur.. Fahr-i Âlem efendimiz, Cebrail aleyhisselamla Kur'an-ı kerim dersini geceleyin yapardı. Bunda, Ramazan gecelerinde çok Kur'an-ı kerim okumanın müstehap olduğuna işaret vardır. Zira geceleri insanın zihni daha berrak ve hatırını toplaması daha kolay olur. Özellikle Ramazan gecelerinde... Bu şerefli ayın fazileti o kadardır ki, Resulullah efendimiz, Eshabına bunun gelişini şöyle müjdeledi: "Allah'ın üzerinize oruç yazdığı mübarek Ramazan ayı geldiğinde gök kapıları açılır, cehennem kapıları kapatılır ve şeytanlar bağlanır. Onun bir gecesi bin aydan hayırlıdır. Her kim onun hayrından kendini men ederse gerçekten mahrum kalmış olur. Onun hayrından mahrum kalan da bütün hayırlardan mahrum kalmış demektir". İslam büyükleri, bu hadis-i şerife dayanarak, halkın birbirine Ramazan tebrikinde bulunmalarına esas olarak vaki olmuştur, diye buyurdular. Resulullah efendimiz, Receb ve Şaban ayları girdiğinde: Allah'ım, Receb ve Şaban aylarını bize mübarek, uğurlu kıl ve bizi Ramazana sen yetiştir", diye dua ederdi.