Bir asırlık yıkma plânı

A -
A +

Hıristiyan âleminin, Müslümanları birbirine düşürerek yok etmek için takip ettikleri yol, Ehli sünnete karşı ekoller yetiştirmektir. Bu bölme, parçalama işini nasıl yaptıklarını isterseniz kendi ağızlarından dinleyelim: İngiliz câsûsu Hempher hatıratında marifetlerini bakınız nasıl anlatıyor: Sömürgeler Bakanlığına yeni emirleri almak için gittiğimde sekreter elimden tuttu, iki devlet sırrı vereceğini bildirerek bir odaya götürdü. Yuvarlak bir masanın etrafında bazı kimseler oturuyordu. Onların birincisi, Osmanlı padişahının kıyafetinde idi. İkincisi, İstanbul'daki Şeyhul-islâmın kıyafetinde idi. Bu şekilde değişik dini kurumları temsil eden kimseler vardı. Sekreter, "Bunlar oralardaki asıllarını temsîl ederler. Onların ne düşündüklerini anlamak için, asılları gibi yetiştirdik. Biz İstanbul'la alâkalı elimize geçen bilgileri, bunlara bildiriyoruz, dedi. Ben, Şeyh-ul-islâmın da nasıl düşündüğünü biliyorum, dedim. Sekreter,"O zaman buyur, onun da numunesi ile görüşebilirsin" dedi. Şeyh-ul-islâmın benzerinin yanına yaklaştım ve ona dedim ki: "Halifeye itâat etmek farz mıdır?" "Evet" dedi. "Delilin nedir?" diye sordum. "Cenâb-ı Allahın bu âyetini duymadın mı? "Allaha, Onun Peygamberine ve sizden olan ülül emre itâ'at ediniz" Bunları Ahmed efendiye de, dahâ önce sormuş ve aynı cevapları almıştım. Sonra, sekretere sordum: "Bu benzer kimseleri hazırlamanın sebebi nedir?" Bana, "Biz bu üsûl ile onların düşüncelerini öğreniyoruz. Zarar verilecek, yıkılacak şey ne kadar iyi bilinirse o kadar iyi netice alınır. Müslümanların, dinlerinin ve mezheplerinin hak olduğuna dâir getirecekleri delîlleri bilirsen, onların delîllerini çürütebilecek karşı deliller hazırlaman mümkün olur ve o karşı delillerle onların inançlarını sarsabilirsin" dedi. Sonra, adı geçen temsili kimselerin askerlik, mâliye, eğitim ve dinî sahalarla alâkalı aralarında geçen mütâlaa ve plânların neticelerini ihtivâ eden, bin sayfalık bir kitap verdi. Üç haftalık tatilim içinde, baştan sona kadar dikkat ile mütâlaa ettim. Kitâb, çok hayret edilecek cinstendi. Zira, ihtivâ ettiği mühim cevaplar ve ince mütâlaaları gerçeği gibiydi. Kanaatimce, temsili kimselerin cevapları da, asılları ile cevaplarına yüzde yetmişten fazla mutâbık idi. Bu kitâbı okuduktan sonra, Osmanlı İmparatorluğunun bir asırdan daha az bir zaman içinde yıkılması plânlarının hazırlandığını, bunda başarılı olunacağını yakînen anladım. Sekreter bana, "Buna benzer diğer odalarda, şu anda sömürdüğümüz veya sömürmeyi plânladığımız devletler için de, böyle masalar vardır." dedi. Sekretere, "Bu kadar titiz ve muktedir adamları nereden buluyorsunuz?" dedim. "Bütün İslam ülkelerindeki ajanlarımız, devamlı bize bilgi veriyorlar. Gördüğün bu temsili kimseler işlerinde uzmandırlar. Tabiîdir ki, sen falanca adamın bildiği bütün özel bilgilerle donatılırsan, onun gibi düşünebilir ve onun verdiği hükümleri verebilirsin. Zira, artık sen, onun numunesi durumundasın" diye cevap verdi. ( "İngiliz Casusunun itirafları" Hakikat Kitabevi- 0212 523 4555) Sekreterin verdiği ikinci önemli devlet sırrını da başka bir zaman ele alalım... TEŞEKKÜR Ramazanın son haftası yayınlanan "365 gün DUA" kitabı adeta kapışılarak, bir haftaya varmadan birinci baskısı bitti. Temin edememiş olanlar üzülmesinler; tekrar gözden geçirilip, gerekli düzeltmeler yapıldıktan sonra ikinci baskısı yapıldı. Duaların orijinal metinleri, daha rahat okunabilmesi için hattata yeniden yazdırıldı. Kitap, Arı Sanat Yayınevi'nden (0212 5204151) ve kitapçılardan temin edilebilir. İslâm büyüklerinin kıymetli eserlerinden istifade ederek derlediğim bu duâ kitabına karşı gösterdiğiniz, samimi takdire şayan ilgi ve teveccühleriniz için siz değerli, kadirşinas okuyucularıma teşekkür ediyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.