Bir Müs­lü­ma­nın yir­mi dört saa­ti -2-

A -
A +

Dün, bir Müs­lü­ma­nın yir­mi dört sa­at­lik za­man di­li­min­de yap­ma­sı la­zım olan şey­le­ri özet­le­me­ye ça­lış­mış­tık. Ya­pıl­ma­sı­nı bil­dir­di­ği­miz hu­sus­lar, ya­pıl­ma­sı ge­re­ken en az şey­ler­dir. Bun­la­rı da yap­ma­mak, bir Müs­lü­man için uta­nı­la­cak bir du­rum­dur. Çün­kü, bil­dir­di­ği­miz hu­sus­lar top­lam ya­rım saa­ti geç­mez. Yir­mi dört sat­lik bir za­man di­li­min­de, ya­rım sa­ati­ni; Ce­nab-ı Hak­kı an­ma­ya, tes­bih, is­tig­far ve dua­ya ayır­ma­mak sa­hip ol­du­ğu­muz ni­met­le­rin şük­rü­nü yap­ma­mak, hamd et­me­mek ma­na­sı­na ge­lir ki, bu bi­zim için bü­yük teh­li­ke de­mek­tir. Dün bil­dir­di­ği­miz hu­sus­lar, za­ma­nı kı­sıt­lı me­sa­isi ağır kim­se­le­rin, ica­bın­da yol­da ge­lir­ken gi­der­ken oku­ya­bi­le­ce­ği du­a ve tes­bih­ler­dir. Du­ru­mu, za­ma­nı mü­sa­it kim­se­ler bun­lar­la ye­tin­me­yip da­ha ço­ğu­nu yap­ma­lı­dır. Dün­kü­le­re ila­ve ola­rak şun­lar okun­ma­lı­dır: Her sa­bah-ak­şam bir ke­re "Al­la­hüm­me mâ es­ba­ha bî min ni'me­tin ev bi-eha­din min hal­kı­ke, fe min­ke vah­de­ke, lâ şe­rî­ke le­ke, fe le­kel ham­dü ve le­keş­şükr" de­me­li ve ak­şam (Mâ es­ba­ha) ye­ri­ne (Mâ em­sâ) di­ye­rek, hep­si­ni ay­nen oku­ma­lı­dır. [Al­la­hım! Se­nin ni­met­le­rin­le, ya­rat­tık­la­rın­la sa­bah­la­dım (ak­şam­la­dım). Bu (ni­met) yal­nız­ca sen­den­dir. Se­nin or­ta­ğın yok­tur. Hamd ve şükr sa­na­dır.] Hamd ve şü­kür için her gün şu duâ­lar da okun­ma­lı­dır: "El-ham­dü-lil­lâ­hi dâi­men ve alâ kül­li hâl ve E'ûzü bil­lâ­hi min hâl-i eh­lin­nâr", [Hamd, her hal­de ve dâi­mâ Al­la­ha mah­sus­tur. Ateş (Ce­hen­nem) eh­li­nin hâ­lin­den Al­la­ha sı­ğı­nı­rım.] "El­ham­dü­lil­la­hi alâ ni'me­til is­lâm. Ve alâ tev­fî­kil îmân. Ve alâ hi­dâ­ye­til rah­mân." [İs­lâm ni­me­ti ve doğ­ru iman ve doğ­ru yol­da bu­lun­dur­du­ğu için Al­lah'a hamd ol­sun.] Af, mağ­fi­ret ve âfi­yet için çok du­â et­me­li­dir. Bun­la­rın hep­si­ni ih­ti­vâ eden çok kıy­met­li du­â, "Al­la­hüm­me rab­be­nâ âti­nâ fi'd-dün­yâ ha­se­ne­ten ve fi'l-âhı­re­ti ha­se­ne­ten ve kı­nâ azâ­ben­nâr"dır. [Rab­bi­miz olan Al­la­hım, bi­ze dün­ya­da ve âhi­ret­te iyi­lik ver. Bi­zi Ce­hen­nem aza­bın­dan ko­ru!] Kal­bin mu­ha­fa­za­sı için "Al­la­hüm­me, yâ mu­kal­li­bel­ku­lûb, seb­bit kal­bî, alâ dî­nik" du­âsı­nı oku­ma­lı­dır. (Ey bü­yük Al­la­hım! Kalb­le­ri iyi­den kö­tü­ye, kö­tü­den iyi­ye çe­vi­ren, an­cak sen­sin. Kal­bi­mi, dî­nin­de sâ­bit kıl, yâ­ni dî­nin­den dön­dür­me, ayır­ma!) Her tür­lü za­rar­dan ve şey­ta­nın ves­ve­se­sin­den ko­run­mak için de şu her gün şu du­ala­rı oku­mak la­zım­dır: "Yâ Al­lah-ür-ra­kîb-ül-ha­fîz-ür-ra­hîm. Yâ Al­lah-ül-hayy-ül-ha­lîm-ül'azîm-ür-ra­ûf-ül-ke­rîm. Yâ Al­lah-ül-hayy-ül-kay­yûm-ül-kâi­mü alâ kül­li nef­sin bi­mâ ke­se­bet, hul bey­nî ve bey­ne adüv­vî!" [Ey gö­ze­ti­ci, ko­ru­yu­cu ve ra­him olan Rab­bim! Ey ha­yat, hilm, mer­ha­met ve ke­rem sa­hi­bi Al­la­hım! Ey di­ri, her şe­yi var­lık­ta tu­tan, her­ke­sin iş­le­di­ği­ni müm­kün kı­lan Al­la­hım! Be­nim­le düş­ma­nım ara­sın­da per­de ol!] "E'ûzü bi-ke­li­mâ­til­lâ­hit-tâm­mâ­ti min şer­ri kül­li şey­tâ­nin ve hâm­mâ­tin ve min şer­ri kül­li ay­nin lâm­me­tin." [Al­la­hım! Her tür­lü şey­ta­nın ve za­rar­lı ha­şe­ra­tın şer­rin­den ve kö­tü göz­le­rin ve cin çarp­ma­sı­nın şer­rin­den se­nin nok­san­sız ke­lâm­la­rı­na sı­ğı­nı­rım!] Re­sû­lul­lah şu duâ­yı çok okur­du: "Al­la­hüm­me in­nî es'elü­kes-sıh­ha­te vel-âfi­ye­te vel-emâ­ne­te ve hüs­nel-hul­kı ver-rı­dâ­e bil-ka­de­ri bi-rah­me­ti­ke yâ er­ha­mer-râ­hi­mîn". (Ya Rab­bî! Sen­den, sıh­hat ve âfi­yet ve emâ­ne­te hı­yâ­net et­me­mek ve gü­zel ah­lâk ve ka­der­den râ­zı ol­mak is­ti­yo­rum. Ey mer­ha­met sa­hip­le­ri­nin en mer­ha­met­li­si! Mer­ha­me­tin hak­kı için, bun­la­rı ba­na ver!) Ay­rı­ca, her gün 25 de­fa "Al­la­hüm­me bâ­rik lî fil-mevt ve fi-mâ ba'del-mevt", [Al­la­hım! Be­ni ölür­ken ve öl­dük­ten son­ra ko­ru!], 7 de­fa "Al­la­hüm­me ecir­nî mi­nen-nâr" söy­le­me­le­dir. [Al­la­hım! Ce­hen­nem ate­şin­den be­ni ko­ru!], "Al­la­hüm­me in­nî eû­zü bi­ke min he­me­zâ­tiş-şe­yâ­tîn" [Al­la­hım! Şey­tan­la­rın kış­kırt­ma­la­rın­dan sa­na sı­ğı­nı­rım!] oku­ma­lı­dır. Gün­de, kırk de­fa "Lâ ilâ­he il­lâ en­te süb­hâ­ne­ke in­nî kün­tü mi­nez-zâ­li­mîn" oku­ma­lı­dır. [Sen­den baş­ka ilah yok­tur Se­ni tes­bih ede­rim. Şüp­he­siz ben nef­si­me zul­me­den­ler­den ol­dum (hak­sız­lık et­tim)] Her gün, "Al­la­hüm­me eri­nel hak­ka hak­kan ver­zuk­nâ it­ti­bâ'ahu ve eri­nel bâ­tı­la bâ­tı­lan ver­zuk­nâ ic­ti­nâ­be­hu bi-hur­me­ti Sey­yi­dil-be­şer." (Yâ Rab­bî! Doğ­ru­yu bi­ze doğ­ru ola­rak gös­ter ve ona uy­ma­yı bi­ze na­sip et ve yan­lış, bo­zuk olan şey­le­rin yan­lış ol­duk­la­rı­nı bi­ze gös­ter ve on­lar­dan sa­kın­ma­mı­zı na­sip et! İn­san­la­rın en üs­tü­nü hür­me­ti­ne bu du­âmı­zı ka­bûl bu­yur!). Her gün du­a, tes­bih ve is­tig­far oku­yan, Ce­nab-ı Hak­tan ga­fil ol­maz, ac­zi­ni ve had­di­ni bi­lir. Böy­le bir kim­se de Ce­nab-ı Hak­kın sev­gi­li ku­lu olur!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.