Semudlular Salih aleyhisselamı bir türlü kabullenemiyorladı. Şeytanın aldatmasıyla huzuruna varıp dediler ki: "Sen bu sözleri nereden çıkardın? Ve görülmeyen mabud seni nasıl vazifelendirmiştir? Söz ve iddia ile bir şey sabit kılınamaz. Eğer doğru söylüyor isen, hiç kimsenin yapamadığı bir işi yapman gerekir. Doğru söz delil ister. Bütün insanları, senin mabudunun yarattığını ve herkesten güçlü olduğunu söylüyorsun. Biz de her şeyi bildiğimizi söylemiyoruz. Yaşadığımız bir dünya vardır. Eğer sen de yeni bir iş yapamayacaksan ve insanlarla aranda yeni bir fark bulunmuyorsa, bu davadan vazgeç." Salih aleyhisselam, onlara şöyle cevap verdi: "Söylediğim her şeyi Rabbimin iradesiyle söylüyorum. Rabbim dilerse, düşündüğünüz bütün şeyler, istediğiniz her alamet meydana gelir." Salih aleyhisselam her gün kavmi arasında dolaşır, güler yüz, tatlı dil ve yumuşaklıkla, onları imana davet ederdi. Buna karşılık, kavminin alaylı ve hakaret dolu sözlerine sabreder, cevap vermeyip, üzüntülü bir şekilde inananların yanına dönerdi. Ayrıca kâfirler, müminlerle de her yerde alay ederlerdi. Kavminin kendisiyle ve müminlerle alay edişleri Kur'an-ı kerimde şöyle bildirilmektedir: "İmana gelmeyip, kibir üzere olan o kavmin ileri gelenleri, zayıf ve aciz addettikleri müminlerle alay ederek dediler ki: "Siz, Salih'in gerçekten Rabbi tarafından gönderilmiş bir peygamber olduğunu biliyor musunuz?" Müminler sağlam bir imanla; "Evet, Onun bize ve size peygamber olduğunda şek ve şüphemiz yoktur" dediler. O zaman, o iman etmeyi kibirlerine yediremeyenler; "Biz, sizin iman ettiğiniz şeye inanmıyor, inkar ediyoruz" dediler." (A'raf: 75-76) Semudlular kibirde daha da ileri giderek dediler ki: "Ey Salih! Sen, bizi görmediğimiz bir şeye inanmaya çağırıyor, babalarımızın taptığı putlarımızı bırakmamızı söylüyor ve Ad kavminin başına gelenlerle korkutuyorsun. Hâlbuki onların evleri, çardakları kumlar üzerine kurulmuştu. Rüzgâr elbette onları yıkar. Bizim saraylarımız öyle olmayıp, dağlara, kayalara oyulmuştur. Rüzgârın kayaları yıkması mümkün değildir. Senin Rabbinin de bize gücü yetmez!" O esnada şiddetli bir sesle irkildiler. "Salih aleyhisselam, hakikaten Allahü teâlânın peygamberidir. Putlar bâtıldır" sesiyle bütün putlar devrildi. Bu hâli açıkça gören Semudlular, iman edecekleri yerde, hayret ve dehşetle, "Bu olsa olsa Salih'in sihridir" dediler.