İmâm-ı Begavî, sûre-i Bekara'da; meâl-i şerîfi "Senden içki ve kumarı sorarlar ise, onlara de ki, ikisi de büyük günâhtır ve insanlara menfaatleri vardır. Günâhı, zararı, faydasından büyüktür, çoktur" olan ikiyüzondokuzuncu âyet-i kerîmenin tefsîrinde, beyan buyurmuş ki, bu âyet-i kerime nâzil olunca, Ömer bin Hattâb ve bazı eshab Resûlullah Efendimize geldiler. Dediler ki: Yâ Resûlallah! Bize içki ve kumar hakkındaki hükmü bildirir misin? Allahü teâlâ içki hakkında, Mekke-i Mükerremede dört âyet-i kerîme gönderdi. Meâl-i şerîfi "Size hurma ve üzümden elde edilenleri içiririz. İşte bunda da aklını kullanacak bir kavim için bir alâmet vardır" olan Nahl sûresi 67'nci âyet-i kerîmesi, bunlardan biridir. Bu âyet-i kerîmenin nüzûlünden sonra, Eshâb-ı kirâmın bazısı, içkiyi terk etti. Ba'zısı açıkça yasaklığı bildirilmediği için terk etmedi. O sırada Abdürrahmân bin Avf, birkaç sahâbeyi ziyâfete davet etti. Onlara içki getirdi. İçip, sarhoş oldular. Akşam namazı oldu. Cemâ'at ile namaz kıldılar. İmâm olan, "Kâfirûn" sûresini okudu. İkinci âyet-i kerîmedeki "Lâ" lafzını okumadı, terk etti. Allahü teâlâ bundan sonra meâl-i şerîfi "Ey îmân edenler! Ne söylediğinizi bilmeniz için sarhoş olduğunuz zaman namaza yaklaşmayınız" olan Nisâ sûresinin kırkikinci âyet-i kerîmesini gönderdi. Sarhoşluğu, namaz vaktinde harâm kıldı. Bu âyet-i kerîme nâzil olunca, bir kısmı tamamen içkiyi terk etti. Dediler ki: Namaza mâni olan şeyde hayır yoktur. Bir kısmı da, namaz vaktinin hâricinde içerler idi. Hattâ bir kişi yatsı namazını edâ ettikten sonra içki içer, sabaha kadar sarhoşluğu giderdi. Sabah namazını kıldıktan sonra içenin öğle namazında sarhoşluğu gider idi. Fakat bu arada tatsız olaylar da olurdu. Bunun üzerine Hazreti Ömer dedi ki: "Yâ Rabbî, bize içki hakkında kesin emrini bildir." Hemen Allahü teâlâ meâl-i şerîfi, "Ey îmân edenler! İçki, kumar, putlar, kumar okları, pistir, şeytân işidir. Bunlardan sakınınız ki, felâh bulasınız. Şeytân içki ve kumar ile aranızda düşmanlık, buğuz meydana getirmek ister. Böylece Allaha ibâdetten ve bilhâssa namazdan alıkoyar. O hâlde onlara artık son vermez misiniz!" olan Mâide sûresinin 90-91'inci âyet-i kerîmelerini göndererek haramlığını kesin olarak bildirdi. Hazreti Ömer buyurdu ki: "Biz ona son verdik, yâ Rabbî."