"Boynunu vururdum!"

A -
A +

Bir gün Hz. Ömer Resûlullah Efendimizin arkasında namaz kılıyordu. Resûl aleyhisselâm sûre-i Vennaziatı okuyordu. Surede Fir'avnun yaptıklarından bahsediliyordu. Hz. Ömer hiddetlenip "Eğer ben orada hâzır olaydım, boynunu vururdum" dedi. Namaz edâ edildikden sonra, Resûlullah Efendimiz, Fir'avnun kavmine, "Ben sizin ulu tanrınızım dedi" olan âyet-i kerîmeyi okuduğunda, Hazreti Ömer'in gayret damarı kabarıp yukarıdaki sözü söylediği için, "Yâ Ömer, namazda konuştun. Namazını yeniden kıl", buyurdu. Hemen Cebrâîl aleyhisselâm gelip, Allahü teâlânın emrini eriştirip, buyurdu ki: "Yâ Resulallah! Ömer'e namazı yeniden kıl diye söyleme! Biz o namazı kabûl ettik. O namazı cümle ümmetin namazına berâber ettik ki, biz çok gayretli, sevdiğini kayırıcı kimseleri severiz." Hazreti Ömer bir bayram günü, Hazreti Resûlullah'ın huzur-ı şerîflerine geldi. Mescide vardılar. Sonra yola çıktılar. Medîne-i Münevverenin çocukları Server-i kâinâta yapışıp, bayramlık istediler. Hazreti Habîbullah buyurdu ki: Yâ Ömer! Beni bunlardan satın al, kurtar. Hazreti Ömer de gidip, bir parça et ve bir miktar hurma ve meyve getirip, çocuklara verdi.Çocuklar uzaklaştı. Resûlullah buyurdu ki: Yâ Ömer! Sen beni Mâlik bin Za'rin, Yûsüf aleyhisselâmı aldığından dahâ ucuza aldın. Mâlik, Yûsüf'u birkaç dirheme aldı. Sen beni meyveye ve ete aldın. Ömer dedi ki: Yâ Resûlallah! Her ne kadar Yûsüf aleyhisselâmdan ucuz aldım ise de, ondan güzel ve şirinsin. Hazreti Ömer öyle bir mert idi ki, onun gölgesinden iblîs kaçardı. Mısır'daki Nil nehri kurumuş iken, onun mektubu ile aktı. Onun kamçısı ile zelzele durdu. Heybetinden ve onun sesini Medîne-i Münevverede hutbe okurken, Irâk'tan işittiler. Allahü teâlâ onun rey'ine uygun âyet-i kerîme gönderdi. İslâm onunla kuvvetlendi. Aslan onun yastığının bekçiliğini yapardı. Onun yükünü çekmekten yer ve gök âciz kalırdı. Bir gün Resûlullah Efendimiz, saadetle otururlardı. Ömer bin Hattâb meclis-i şerîfinde hâzır oldu. Hazreti Server-i âlem buyurdu ki: "Yâ Ömer, bana ilâhî emir gelmiştir ki, adâlet nûrunu, Ömer bin Hattâb'a ver. Şimdi sana verdim. Cihânda adâlet etmek senin nasîbindir."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.