Bozuk inançlardan korunabilmek için

A -
A +

Bid'at sahiplerinin, bozuk inançlı kimselerin, din düşmanlarının zararlarından korunmak için Ehl-i sünnet itikâdını kısaca öğrenip inanmak şarttır. Allahü teâlâ, Müslümânların imânda birleşmelerini, Eshâb-ı kirâm gibi inanmalarını emrediyor. Eshâb-ı kirâmın imânlarını öğrenip, kitaplarına yazanlara "Ehl-i sünnet" denir. Bütün Müslümânların, Ehl-i sünnet âlimlerinin asırlardır bildirdikleri gibi imân etmeleri lâzımdır. Sonradan çıkan selefiyye ve mezhepsizlik inanışlarının bozuk olduğunu bilmemiz, öğretmemiz lâzımdır. Akrabasına ve emri altında olanlara din bilgisi öğretmemek kul hakkına sebep olur, büyük günahtır. İnanışları birbirine uymayan ve Eshâb-ı kirâmın inanışlarına hiç benzemeyen kimselerin birleşmeleri, kardeş olmaları düşünülemez. Müslümânları aldatmak için, kendi felâket yollarına sürüklemek için, kardeşlik maskesi altında bölücülük yapıyorlar. Bütün Müslümânların Ehl-i sünnet inanışında birleşerek Allahü teâlânın emrine uymaları, bu ortak inanışın hâsıl edeceği rahmet-i ilâhiyyeye, kardeşliğe kavuşmaları lâzımdır. Ehl-i sünnetin amelde, ibadetlerde dört mezhebe ayrılmalarını dînimiz emretmekte, bu ayrılığın rahmet ve merhamet netîcesi olduğunu bildirmektedir. İbadetlerde mezheplerin bir adet olmayıp, dört olmasının, lüzûmlu, faydalı olduğu, akıl ile de kolay anlaşılmaktadır. İnsanların yaratılışları birbirlerine benzemediği gibi, sıcak çölde yaşıyanlara, bir mezhebe uymak kolay olurken, kutuplara yakın yerlerde yaşıyanlara, başka mezhebe uymak kolay geliyor. Dağda yaşıyanlara, bir mezhep kolay iken, denizcilere, bu mezhep güç oluyor. Bir hastaya bir mezhep kolay iken, başka hastalık için, başka mezhep kolay oluyor. Tarlada çalışanlarla, fabrikada, askerlikte çalışanlar için de, bu farklılık görülmektedir. Herkes, kendine daha kolay gelen mezhebi seçip, taklit ediyor veyâ bu mezhebe tamamen intikal ediyor. Mezhepsizlerin istedikleri gibi, tek bir mezhep olsaydı ve herkes tek bir mezhebe uymaya zorlansaydı, bu hâl çok güç, hattâ imkânsız olurdu. Ehli sünnet âlimlerinin kitapları, ilim sâhiplerinin, Kur'ân-ı kerîmden ve hadîs-i şerîflerden çıkardıkları bilgilerdir. Hadîs-i şerîfler, Kur'ân-ı kerîmin örtülü manâlarını açıklamaktadır. Müctehitlerin ictihâdları bu ikisini açıklamaktadır. Hanefî mezhebindeki müctehitler, İmâm-ı a'zamın "rahime-hullahü teâlâ" sözlerini açıklamaktadır. Fıkıh ve fetvâ kitapları da, bu imâmların sözlerini açıklamaktadır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.