"Bu adam delidir!"

A -
A +

Kavmi, Nuh aleyhisselama düşmanlıkta o kadar ileri giderlerdi ki, babalar çocuklarına şöyle derlerdi: "Bana bak! Babam beni bundan sakındırdı. Ben de seni sakındırıyorum. Onun, seni babalarımızın dininden, putlarımıza ibadetten caydırmasından, çevirmesinden korkuyorum. Sakın ha sakın, onun söylediklerine kanmayasın! Çünkü o, sihir yapan yalancının biridir." Bir gün, kavmin ileri gelen reislerinden birisi, yanında oğlu ile birlikte giderken Hz. Nuh'a rastladılar. O şahıs oğluna dedi ki: "Oğlum! Bu adama dikkat et! Sözlerine inanma! Bu bir delidir." Bunun üzerine oğlu yerden bir avuç toprak alıp, Hz. Nuh'un yüzüne attı. Hz. Nuh'un mübarek yüzü toprak olduğu gibi, mübarek gözleri de toprak ile doldu. Bu hâlden dolayı çok mahzun oldu. Kendilerine iki cihan saadetini bildirmek üzere gönderilen bir büyük peygambere, kavminin bu kadar düşman kesilmesine, ona eziyet ve işkence etmelerine çok üzülen melekler, Allahü teâlaya münacat edip, yalvararak dediler ki: "Ya Rabbi! Sen bunlara karşı ne kadar halimsin. Onlar senin peygamberine karşı bu kadar kötü muamelede bulundukları hâlde, sen onlara, yine de yumuşaklıkla muamele ediyor, azap etmiyorsun. Onlar senin mülkün olan yeryüzünde yürüyorlar, senin verdiğin rızkı yiyorlar. Fakat, senden başkasına, sana ortak koştukları putlarına ibadet ediyorlar. Senin, kendilerine rahmet olarak gönderdiğin peygamberine ise isyan ediyor, üstelik bununla da kalmayıp, ona eza ve cefada ileri gidiyor, çok sıkıntı verdikleri gibi, her zulüm ve işkenceyi de reva görüyorlar." Hz. Nuh, dörtyüz elli sene kadar uzun bir müddet kavmini imana davet etti ise de, ilk zamanlarda iman edenlerden başka kimse iman etmedi. Böyle bir kavmin insanlarının, bu daveti kabul edeceklerine artık imkân ve ihtimal yoktu. Nitekim, kavminden birçokları dediler ki: "Ey Nuh! Sen bizimle çok mücadele ettin ve bu mücadelende de çok ileri gittin. Senin bu mücadelen çok uzadı. Eğer sen sözünde, vâdinde sadıklardan isen, bize vâdeylediğin azabı getir de görelim. Zira senin mücadele etmenin, nasihat verip durmanın bize bir tesiri yoktur." Onların bu sözleri üzerine, Nuh aleyhisselam onlara buyurdu ki: "Allahü teâlâ dilerse, hemen veya takdir ettiği daha sonraki bir zamanda azabı size getirir. Ama siz, azaptan kaçmakla Onun azabından kurtulamazsınız. Allahü teâlâ sizin Rabbinizdir, sizi yaratan Odur ve siz Ona döndürüleceksiniz. Dönüşünüz Onadır. O, size amelinizin karşılığını verir."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.