Bir genç, Ebû Zer-i Gıfârî hazretlerinin yanına geldi. Ebû Zer o gence dedi ki: Benim için Hak teâlâdan istigfâr et, affedilmemi iste. O genç dedi ki: Yâ Ebâ Zer! Sen Hazreti Resûlullah'ın sohbetinde bulunmuşsun. Ben senin nasıl affolunmanı isterim. Ebû Zer; "olsun, iste" dedi. Genç dedi, bana haber ver ki, bende ne hayırlı işâret gördün ki, duamı ve istigfârımı istersin. Ebû Zer dedi ki: Bundan dolayı ki, sen Hazreti Ömer'in önünden geçiyordun. Hazreti Ömer, bu iyi gençtir, buyurdu. Ben ki, Ebû Zer'im. Resûlullah Efendimizden işittim ki, "Allahü teâlâ, doğru sözü, Ömer'in dili üzerine koymuştur" buyurdu. Ya'lâ bin Ziyâd rivâyeti ile, Hazreti Hasen buyurdu ki: Bir vakit Hazreti Ömer, Ebû Zer hazretlerinin elini tutup, sıktı. Ebû Zer, elimi bırak, incittin, yâ İslam'ın kilidi, dedi. Hazreti Ömer; yâ Ebâ Zer, bu söylediğin nasıl bir sözdür? Ebû Zer dedi ki: Yâ Emîr-el mü'minîn, hâtırlar mısın, falan vakit, falan günde Resûlullah Efendimiz buyurdu ki: Eğer aranızda yayılacak fitnelerden korkuyor iseniz, Ömer'in bereketi ile onlar size erişmez. Yâ Ömer, sen İslam'ın kilidisin. Resûlullah buyurdu ki: "Meclislerinizi Ömer bin Hattâb'ı anarak zînetlendiriniz!" Ali bin Ebî Tâlib buyurdu ki: Sâlihler zikrolunduğu zaman, siz Ömer'in zikri ile olun. Zîrâ biz ki, Resûlullah'ın eshâbıyız. Hepimiz sekîne ve ârâmın Ömer'in dili üzerine olduğuna, ittifâk etmişiz. Mübârek bin Fudâle, Hasen'den rivâyet etmiştir. Resûlullah buyurdu ki: "İnsanoğlundan başkası, kendisi gibi bin kimseden dahâ kıymetli olamaz. Ömer ise bin mislinden dahâ hayırlıdır." Abdullah bin Mes'ûd'un rivâyeti ile gelmiştir. Dedi ki: Üç kimsenin firâseti gâyet iyi oldu. 1- Mısır azîzinin firâseti. Hazreti Yûsüf aleyhisselâm hakkında firâset edip, kendi zevcesine dedi ki; bunu mükerrem tut. Olur ki, ondan bize menfâat erişir. 2- Şuayb aleyhisselâmın kerîmesinin firâseti ki; Mûsâ aleyhisselâm davete gelmişti. Babasına dedi ki: Ey babacığım. Onu ücret ile tut. Kavî ve emîndir. 3- Hazreti Ebû Bekir Sıddîk'ın firâseti ki; kendinden sonra, hilâfeti Hazreti Ömer'e verdi ki, onda adâlet fehmetti. Bir gün Hazreti Ali bin Ebî Tâlib dışarı çıktı. Üzerinde çok güzel bir elbise vardı. Bu elbiseyi bana kardeşim, dostum, sâdıkım ve safiyyim Ömer bin Hattâb giydirdi, buyurdu...