Geçen hafta, cami imamının ve müftünün ikazına rağmen, başı açık kadın ve erkeklerden oluşan bir grup Çamlıca'daki Subaşı Camii'nde karışık olarak topluca cuma namazı kıldı. Daha önce cenaze namazına katılma eyleminden sonra kadınların erkekler arasında hem de başları açık olarak cuma namazına katılmaları ikinci bir teşebbüs oldu. Varlıklı, eğitimli ve entel grubun bu ve buna benzer teşebbüslerinin her geçen gün daha da çoğalacağı, eylemlerinin devam edeceği anlaşılıyor. Bu hareketlerin sebebini araştırmacı-yazar Aytunç Altındal kısa ve öz olarak çok güzel dile getirmiş: "Cuma namazına kadınlar katılamazlar, ayrıca baş açık, makyajlı, namaz asla kılınamaz. Bu sosyete işi abukluklar yeni çıktı. Hıristiyanlıkta protestanlar dinde değişiklikler yapmıştı. Akıllarınca şimdi sıra İslamda. Bunlar da İslamda Protestanlaştırma hareketleri yapıyorlar!.." Bu tür teşebbüsler, sıradan birkaç kendini bilmez insanın yaptığı basit bir davranış değildir. İçeriden ve dışarıdan gizli eller vasıtasıyla yönlendirilmektedir. Aralarında, yabancı kolej mensuplarının ve Amerikalı bir müzisyenin de bulunması bunu kuvvetlendirmektedir. Eyleme katılanların pek çoğunun belki de bundan haberi yoktur. Asırlardır yaptıkları mücadele ile İslamı yok edemeyeceklerini anlayanların, İslamda reform yaparak, içini boşaltarak değişik bir yolla İslamı yok etmenin planlarıdır bu eylemler. Kurulduğu günden beri ciddi hiçbir faaliyette bulunmayan, İKT'nin geçenlerde "Reform" gündemi ile toplanması, reform konularından birinin de, "Kadının dindeki yerinin gözden geçirilerek düzeltilmesi" olması işin ciddiyetini ve kapsamını göstermektedir. Konu hakkında görüşlerine başvurulan ilahiyatçılar tepkililer: "Kadınların başı açık namaz kılmaları caiz değildir. Bu namaz olmaz. Temel fıkıh kitaplarımızdaki hükümler bir kadının başı ve vücudu örtülü olarak namaz kılması gerektiğini söylüyor. Cemaatle namaz kılmanın bir adabı vardır. Eğer Allah'ın huzurunda duruluyorsa Allah'ın istediği şekilde durmak gerekir. Çünkü bu kul ile Allah arasındaki en güzel irtibattır. Onun istediği şekilde ona ibadet edip yakarışta bulunmalıyız. Şeklî kaideler önemlidir. Kimse kafasına göre kurallar uyduramaz. Bu şekilde namaz caiz olmaz. İbadetin şekli vardır, şartları vardır. İnsanlar ya uyarlar ya uymazlar. Fakat 'Niyetimiz iyi' diyerek değişiklik yapamazlar" diyorlar. Tepki göstermeye hiç hakları yok aslında. Bu saçmalıkların yolunu açan onlar çünkü. Kendileri yıllardır, fıkıh kitaplarını, ilmihal kitaplarını kötülediler. Kur'an-ı kerim meali okuyun, dininizi asıl kaynaktan öğrenin, dediler. Bu eylem ektikleri tohumun meyvesidir. Nitekim, eylemcilere "Neden böyle namaz kılıyorsunuz?" sorusu sorulduğunda, "Bizim içimiz temiz, düşüncemiz böyle, Kur'andan anladığımıza göre bu şekilde namaz kılabiliriz" cevabını verdiler. Sen saçmalıklara kapıyı aralarsan, yolu açarsan işte böyle garabetlerle karşılaşırsın, seni de dinlemezler kendilerine göre de bir yol tuttururlar. Kadınların cuma namazı eylemi, günlerdir tartışılıyor. Kimisi olur diyor kimisi olmaz diyor, her kafadan bir ses çıkıyor. Zaten bu eylemin bir maksadı da buydu. Misyonerlerin önde gelen isimlerinden Zwemer'in, 1930'ların başında Kudüs'te Zeytindağı'nda toplanan misyonerler kongresinde yaptığı konuşmayı hatırlayalım: "Sizin göreviniz, Müslümanların Hristiyan yapılması değildir. Asıl göreviniz onları dinlerini sorgular, tartışılır hale getirmektir. Bu sağlanırsa gerisi kendiliğinden gelir. Bizim yapmak istediğimizi kendi kendilerine yaparlar!.." >> Tel: 0 212 - 454 38 21 Faks: 0 212 - 454 38 29