Bilâl-i Habeşî hazretleri, Peygamber efendimizin vefâtından sonra, Resûlullahı hatırladıkça, kendini tutamayıp ağlıyordu. Bu sebeple Medîne'den, ayrılıp Şam'a yerleşti. Hz. Ömer'in hilâfetine kadar orada kaldı. Bir gece rüyâsında Resûlullah efendimizi gördü. Sevgili Peygamberimiz kendisine sitem ettiler: "Bunca ayrılık yetmedi mi, yâ Bilâl? Hâlâ kabrimi, ziyâret etmeyecek misin?" Zavallı yüreği, duracak hâle geldi. Heyecan ve ter içinde uyandı. Hemen hazırlığa başladı. Şafak sökerken, ince, uzun ve garip deveciğiyle; mübârek Medîne yollarına düştü. Biricik Efendisine yaklaştıkça havayı kokluyor, taşları toprakları okşuyor ve gözyaşı döküyordu. Issız çölleri yara yara, Medîne'ye ulaştı. O'na rastlayanlar, selâm veriyorlardı. Sonra da yanındakilere diyorlardı ki: "İşte Bilâl, Bilâl-i Habeşî hazretleri. Peygamberin Müezzini. O'nun gibi ezân okuyan, bu dünyaya gelmemiştir..." Fakat O, hiçbirini duymuyor, görmüyordu. Sanki çok kuvvetli bir mıknatıs, onu kendisine çekiyordu. Peygamber efendimizin mübârek kabirlerine doğru ilerledi. Yüce mâkâma erişirken; Kur'ân-ı kerîm okudu, okudu, okudu... En sonunda, sevgilisinin kabrine kapaklandı, bayıldı. Uyandığında, Hasan ve Hüseyin hazretleri; saçlarını okşuyorlardı. Sanki dünyalar onun oldu. Sarıldılar, kucaklaştılar. Sonra Hz. Hasan sordu: "Dedemiz seni de çok severdi. Acaba O'nun hatırı için, bir şey istesek yapar mısın?" Hz. Bilâl çok şaşırdı: "Bu ne biçim söz! Bu kölenizden ne emredersiniz de, yerine getirmem!" "Bütün Medîneliler gibi, biz de senden, bir defa da olsa ezân dinlemek istiyoruz. Ricâmız sadece buydu.", "Anam, babam sizlere fedâ olsun! Başım, gözüm üstüne!" Ertesi sabah Bilâl-i Habeşî, "Son Ezân"ını Mescid-i Nebevî'de okudu. Yanık ve hasret dolu sesiyle: "Allahü ekber! Allahü ekber!.." dediği zaman; bütün Medîne halkı ayağa kalktı. "Eşhedü en lâ ilâhe illallah!"ve "Eşhedü enne Muhammeden Resûlullah!" deyince kadın-erkek, genç-ihtiyar, çoluk-çocuk, hattâ yataklarındaki hastalar bile, sokaklara fırladılar. Sanki, Peygamber efendimiz yaşıyor zannettiler. O günden beri dünyada, bir daha öyle ezân okunmadı. Bilâl-i Habeşî hazretleri de başka ezân okumadı. 641 senesinde Şam'da vefât etti...