Atâ el-Horasanî buyurdu ki: "Başkalarının sizi gıybet etmesinden kederlenmeyin. Zira gıybet eden farkında olmayarak size iyilik etmiş olur. Bize ulaşan habere göre, adamın birisini bir defa gıybet etmişler ve o adamın günahlarının yarısı, bu yüzden affedilmiştir." Vehb bin Münebbih de buyurdu ki: "Kul, insanların ağzında sakız olmadıkça, Allahü teâlânın yanındaki makbûliyeti kemâle ermez." Yunus bin Ubeyd buyurdu ki: "Bir defasında ben, çok sıcak bir günde oruç tutmak ile insanları dilime dolamamayı nefsime arz ettim. Ve oruç tutmanın nefsime daha kolay geldiğini gördüm." Abdullah bin Mesûd hazretleri birisini gıybet eden kimselere rastladığı zaman; "Kalkınız, abdest alınız, zira konuştuklarınız içinde bâzan öyle sözler bulunuyor ki, 'abdest yenilemeyi icab ettiren halden' daha ağır" derdi. Fudayl bin İyad buyurdu ki: "İnsanları çekiştiren kimsenin hâli, bir mancınık kurarak güzel amellerini doğuya, batıya, her yana atan kimsenin hâline benzer." Abdullah ibni Mübârek hazretleri buyurdu ki: "Sizler, hevâ ve bid'atlere uymuş kimseleri dilinize dolamayınız. Ancak sözünüz kendilerine ulaşacak olanları anınız. Çünkü sözünüz belki onlara tesir eder. Aksi hâlde haklarında söyleneni onlara ulaştırmayacak bir kimsenin yanında onları anmanın faydası yoktur." Enes bin Malik, Resulullah Efendimizin şöyle dediğini rivayet eder: "İsrâ gecesinde yüzlerini tırnaklarıyla paramparça eden bir kavmin yanından geçtim. Cebrâil'e 'Bunlar kimlerdir?' diye sordum. Cebrail 'Bunlar halkın gıybetini yapan, haysiyet ve mürüvvetlerine dil uzatanlardır!' dedi." Selim bin Câbir şöyle anlatır: "Resulullaha dedim ki: 'Bana bir hayır öğret ki ondan faydalanayım!' Şöyle buyurdu: Sakın yaptığın iyiliğin hiçbir şeyini az görme; isterse bu, elindeki kovadan su isteyen adamın kabına su boşaltmak olsun. Müslüman kardeşini güler yüzle karşılamanı tavsiye ederim. Dönüp gittiğinde de sakın gıybetini yapma!" Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr