Hazret-i Hubeyb, son namazını kıldıktan sonra, Mekkeli müşrikler, onu tutup darağacına kaldırarak bağladılar. Yüzünü kıbleden Medine'ye doğru çevirdiler. Sonra, "Haydi dîninden dön seni serbest bırakalım" dediler. "Vallahi dînimden asla dönmem! Bütün dünya benim olsa, bana verilse yine İslâmiyyetten dönmem!" Sonra, "Esselâmü aleyke Yâ Resûlallah" dedi. "Şimdi senin yerine Peygamberinin olmasını, onun öldürülmesini, sen de evinde rahat oturasın ister misin?" Sorusuna ise, "Ben Muhammed aleyhisselâmın değil benim yerimde olmasını, Medîne'de yürürken ayağına bir diken bile batmasına asla râzı olmam!" cevabı verdi. "Ey Hubeyb, İslâm dîninden dön eğer dönmezsen seni muhakkak öldüreceğiz" sözlerini de, "Allah yolunda olduktan sonra benim için, öldürülmemin hiç ehemmiyeti yoktur" dedi. Hazret-i Zeyd bin Desinne'ye de bu şekilde söylediler. O da aynı cevabı vererek şehid oldu. Bundan sonra Hubeyb, "Allahım! Şuracıkta düşman yüzünden başka yüz görmüyorum... Allahım! Resûlüne selâmımı ulaştır. Bize yapılan bu işi Resûlüne bildir" diyerek duâ etti. Hubeyb bu duâyı yaptığı sırada sevgili Peygamberimiz, Eshâb-ı kirâmla oturuyordu. Zeyd bin Hârise şöyle anlatmıştır: Bir gün Resûlullah efendimiz Eshâbıyla otururken kendisine vahiy geldiği sırada kaplayan hâl gibi bir hâl kapladı. Sonra, " Ve aleyhisselâm" dedi. "Yâ Resûlallah bu selâmı kimin selâmına karşılık verdiniz?" diye sorulunca, "Kardeşimiz Hubeyb'in selamına karşılık verdim. Cebrâil aleyhisselâm, Hubeyb'in selâmını bana ulaştırdı" buyurdu. Ve Hubeyb ile Zeyd'in şehid edildiğini Eshâbına duyurdu. Hubeyb'in etrafında toplanan Kureyş müşrikleri: - İşte babalarınızı öldüren bu adamdır, diyerek gençleri üzerine mızraklarıyla saldırttılar. Mızraklarını saplayarak vücudunu yaralamaya başladılar. Bu sırada Hubeyb'in yüzü Kâbe'ye doğru döndü. Müşrikler Medine'ye doğru döndürdüler. Hubeyb: - Allahım eğer ben senin katında hayırlı bir kul isem yüzümü Kâbe'ye çevir, diyerek duâ etti. Yüzü yine kıbleye döndü. Müşriklerden hiçbiri onun yüzünü Kâbe'den başka bir tarafa çeviremedi. Bu esnada Hubeyb darağacı üzerinde düşman arasında garip bir halde şehit edilmekte olduğunu dile getiren bir şiir söyledi...