Ce­na­ze­de ko­nuş­maz­lar­dı!

A -
A +

İmam-ı Şa­ra­ni haz­ret­le­ri bu­yur­du ki: "Za­ma­nı­mız­da es­ki­le­rin gü­zel hal­le­ri ne­re­dey­se kal­ma­dı. Me­se­la on­lar, za­ru­ri bir ma­ze­re­ti yok­sa mut­la­ka Müs­lü­man kar­de­şi­nin ce­na­ze­sin­de bu­lu­nur­lar­dı. Şim­di, in­san­la­rın ço­ğu ce­na­ze­de bu­lun­ma­ya iti­bar bi­le et­mi­yor­lar. Bu­lun­duk­la­rı tak­dir­de de ce­na­ze­nin ya­nı ba­şın­da ne­şe­li ve gü­lünç bir­ta­kım hi­kâ­ye­ler an­la­tı­yor­lar. Ti­ca­ret­ten, alış­ve­riş­ten ko­nu­şu­yor­lar. Ön­ce­ki­ler ce­na­ze ye­ri­ne gi­der­ken, dü­ğü­ne gi­der gi­bi ye­ni el­bi­se­ler giy­mez es­ki el­bi­se­le­ri­ni gi­yer­ler­di. Bu­nun gi­bi, yağ­mur dua­sın­da ve­ya umu­mi be­la­nın ref'i için ya­pı­la­cak duâ­ya çı­kar­ken ol­du­ğu gi­bi, ce­na­ze­ye gi­der­ken de, ye­ni ve kıy­met­li el­bi­se­ler gi­yin­mek­ten sa­kın­ma­lı­dır. Ak­si­ne ha­re­ket eden­ler, ölü­mü ha­tır­la­mak­tan ga­fil, ön­ce­ki­le­rin bu hu­sus­ta­ki gü­zel ah­lâ­kın­dan uzak­tır­lar. Ön­ce­ki Müs­lü­man­lar, şüp­he­siz ce­na­ze ya­nın­da ya­vaş ses­le ko­nuş­ma­yı müs­te­hab, yük­sek ses­le ko­nuş­ma­yı da çir­kin gö­rür­ler ve bun­dan me­ne­der­ler­di. Son­ra­ki âlim­le­rin bu hu­sus­ta sü­kût et­me­le­ri, yük­sek ses­le ce­na­ze ya­nın­da zi­kir ve sa­le­vât oku­ma­yı me­net­me­me­le­ri, in­san­la­rın ce­na­ze­ler­de pek çok ses ve gü­rül­tü çı­kar­dık­la­rı­nı gö­rüp, Al­la­hü te­âlâ­nın zik­ri­nin dün­ya lâ­kır­dı­sın­dan ev­lâ ola­ca­ğı­nı dü­şün­dük­le­rin­den­dir. Bu, eh­ven-i şer ka­bi­lin­den bir şey olu­yor." Es­ha­bı ki­ram her ha­li ile İs­la­mi­ye­ti ya­şa­dık­la­rı için, ce­na­ze­le­ri­ne me­lek­ler de ge­lir­di. Bir ce­na­ze­de Pey­gam­ber efen­di­mi­zin, ayak­la­rı­nın ucu­na ba­sa­rak yü­rü­dü­ğü gö­rül­dü. Ce­na­ze dö­nü­şün­de, Haz­ret-i Ömer, "Yâ Re­sû­lal­lah, me­zar­lık­ta, ayak­la­rı­nı­zın ucu­na ba­sı­yor­du­nuz, bu­nun se­be­bi ne­dir?" di­ye sor­du. Haz­ret-i Ömer'e şöy­le ce­vap ver­di: "Yâ Ömer, Sa'le­be­nin ce­na­ze­si­ne ka­tı­lan me­lek­le­rin çok­lu­ğun­dan ayak­la­rı­mı ba­sa­cak yer bu­la­ma­dım." Da­ha son­ra da şu me­âl­de­ki, âyet-i ke­rî­me nâ­zil ol­du: "...Ve on­lar, bir gü­nâh iş­le­dik­le­ri, ya­hut ken­di ken­di­le­ri­ne zul­met­tik­le­ri va­kit, Al­la­hı ha­tır­la­ya­rak he­men gü­nâh­la­rı­nın ba­ğış­lan­ma­sı­nı is­te­yen­ler­dir. Gü­nâh­la­rı Al­lah­tan baş­ka kim ba­ğış­lar. Bir de on­lar, iş­le­dik­le­ri gü­nâh üze­rin­de bi­le bi­le ıs­rar et­me­yen­ler­dir. İş­te, on­la­rın mü­kâ­fâ­tı Rab­le­rin­den bir ba­ğış­la­ma ve al­tın­dan ır­mak­lar akan Cen­net­tir ki, ora­da ebe­di ka­la­cak­lar­dır. Böy­le­le­ri­nin mü­kâ­fâ­tı ne gü­zel­dir" (Âli im­rân-135,136) > Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.