Aşerei mübeşşereden olan, Abdullah bin Selam hazretlerine Cennetlik olduğu bildirilince Eshab-ı kiram, kendisini Cennetlik eden amelinin ne olduğunu sordular. O da, "Boş söz konuşmam ve kimseye karşı kötülük beslemem" diye cevap verdi. İbni Abbas hazretleri buyurdu ki: "Üzerine elzem olmayan, sana faydası dokunmayan hususlarda konuşma, çünkü bu fuzuli bir iştir. Zararından da emin değilsin. Yeri gelmedikçe de lüzumlu olan sözü konuşma! Çok defa faydalı söz yerini bulamadığından kaybolup gider." Lokman Hakîm hazretlerine, hikmetin ne olduğu sorulduğunda, "Bize lazım olmayan şeyin üzerinde durmamak ve gizli şeyleri araştırmamak" diye cevap verdi. Evliyânın büyüklerinden Fudayl bin İyâd lüzumsuz konuşmaktan sakındırırdı. Bu sebeple; "Sözünü (hesâbını vereceği) amelinden sayan bir kimse kendisini ilgilendiren hususlar dışında pek az konuşur" buyurdu. İbn-i Muhayrız hazretleri buyurdu ki: "Mescidde üç kelâm hâriç her türlü kelâmı konuşmak câiz değildir. Bunlar; namaz kılanın kelâmı, zikredenin kelâmı, Allahü teâlânın dînini öğreten veya ondan bir şey soranın kelâmı." Buhârâ'da yetişen büyük velîlerden Mevlânâ Nizâmeddîn Hâmûş sohbetlerinde sık sık şöyle buyururdu: "Susmak, konuşmaktan çok daha faydalıdır. Susmak ile ve hâl lisânı ile insanlara faydalı olamayan, konuşmakla hiç faydalı olamaz." Ubeydullah-ı Ahrâr hazretleri yerinde ve zamanında konuşmanın önemini belirterek buyurdular ki: "Söz, yüce bir şeydir. Zamânında ve yerinde olmalıdır." "Söz söylemek, dilin gönülle, gönlün de Hak ile olduğu zaman makbûldür." Ebû Bekr bin İyâş buyurdu ki: "Sükûtun en küçük faydası, sıkıntı ve belâlardan kurtarmasıdır. İyilik olarak, insana bu yeter. Fazla ve lüzumsuz konuşmanın en küçük zararı, şöhrettir. Belâ olarak, şöhret insana yeterlidir." > Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr