Peygamberimiz vefat edince, beytülmaldan Hz. Hafsa'ya tahsisat ayrılmıştı. Hz. Ebu Bekir'in toplatmış olduğu Kur'an-ı kerimi muhafaza etmekle vazifelendirildi. Hz. Osman'ın hilafetinde Kur'an-ı kerimin çoğaltılması esnasında, muhafaza ettiği nüshayı Halifeye teslim etti. Peygamberimizden 60 hadis-i şerif rivayet etmiş, kendisinden de Buhârî, Müslim, Ebu Davud, Tirmizî, Nesaî ve İbni Mace hadis nakletmişlerdir. Hz. Hafsa, Peygamberimizin gece yattıkları zaman neler yaptıklarını şöyle anlatırlar: "Peygamber efendimiz yataklarına yattıkları zaman, mübarek sağ ellerini başlarının altına koyar ve şöyle duâ ederdi: "Rabbi kınî azâbeke yevme teb'asü bâdeke " (Ya Rabbi, insanların ba's olunacakları günde beni azaptan koru!) Bunu 3 defa okurlardı. Peygamber efendimiz sağ eliyle yer, sağ eliyle içer, abdeste, giyinmeye, almaya ve vermeye sağdan başlardı. Bundan başka işlere soldan başlardı." Bir gün, Resulullah efendimiz Hz. Hafsa'ya, "Ebu Bekir ile baban, ümmetimin idaresini ellerine alacaklardır" buyurdu. Bu sözle Ebu Bekir'in ve Hafsa'nın babası olan Hz. Ömer'in ileride halife olacaklarını müjdeledi. Ahzab suresinin 28. ayet-i kerimesinde de bildirildiği gibi, Peygamber efendimize, önceleri, hanımını boşaması caiz idi. Bunun için Resulullah efendimiz Hz. Hafsa'ya bir talak vermiş idi. Hak teâlâdan şöyle vahiy geldi: "Ey habibim, Hafsa'ya geri dön! Çünkü o, çok oruç tutar, çok namaz kılar. Cennette de senin hanımındır." Bu vahiy üzerine Peygamber efendimiz, Hz. Hafsa validemizi tekrar nikâhına aldı. Daha sonra, Ahzab suresinin 52. ayet-i kerimesi inerek, Peygamber efendimizin, hanımlarını bırakması ve başka kadınlarla evlenmesi haram kılındı. Hz. Hafsa anlatır: Resulullah efendimiz, bir gün istirahat ediyordu. Bu sırada Hz. Ebu Bekir içeri girmek için izin istedi. İzin verilip içeri girdi. Resulullah hiç hâlini değiştirmedi. Sonra babam Hz. Ömer izin alıp içeri girdi. Yine hâlini değiştirmedi. Uzanmış vaziyette iken onlarla sohbet ettiler. Daha sonra, Hz. Osman kapıya gelip içeri girmek için izin istedi. Peygamber efendimiz oturdular ve Hz. Osman'ı bu şekilde kabul ettiler. Hepsi gittikten sonra, "Hz. Ebu Bekir ve babam Hz. Ömer içeri girdiklerinde hiç hâlinizi değiştirmediniz. Fakat Hz. Osman içeri girince, oturdunuz. Bunun sebebi nedir?" diye sordum. Bunun üzerine, "Meleklerin hayâ ettikleri bir kimseden, ben nasıl hayâ etmem" buyurdu. Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr