Abdullah bin Abbâs ve Ebû Hüreyre dediler ki: Resûlullah Efendimizin huzur-ı şerîflerine vardık. Ebû Zer-i Gıfârî huzurlarında oturmuş idi. Buyurdular ki: "Yâ Ebâ Zer! Muhâcir ve Ensâra câmiye gelin diye nidâ et!" O da seslendi. Mescidi doldurdular. Resûlullah Efendimiz minbere çıktı. Belîg bir hutbe okudu. Sonra buyurdu ki: "Ey Muhâcirler ve Ensâr! Ben size bir hediye vereyim mi? Cebrâîl aleyhisselâm, bana yedi kat göklerin üstünden hediye getirdi." Biz de verin, yâ Resûlallah! dedik. Rıdâ-i şerîflerinin altından bir ayva çıkardı. Ebû Bekr-i Sıddîk'a verdi. Sonra Ömer'e verdi. Ondan sonra Osmân'a verdi. Sonra da Alî'ye verdi. O ayva fasîh lisân ile tesbîh, tahmîd ve tehlîl etmeye başladı. O ayva dedi. Muhammed aleyhisselâmı hak Peygamber göndermiş olan Allahü teâlâya yemin ederim ki, Allahü teâlâ, Âdem aleyhisselâmı yaratmadan seksen bin sene önce, yedinci gökte, seksen bin şehir yaratmıştır. Her şehirde seksen bin kasr, her kasrda seksen bin ev, her evde seksen bin bostân, her bostânda seksen bin ağaç, her ağaçta seksen bin dal, her dalda seksen bin yaprak, her yaprağın altında seksen bin ayva yaratmıştır. Her ayva tesbîh, tahmîd, tehlîl, takdîs ve tekbîr ederler. Sevâbını Ebû Bekir, Ömer, Osmân ve Alî'nin dostlarına ve muhiblerine verirler. Cebrâîl aleyhisselâm, Resûlullah Efendimize, dört elma getirdi. Resûlullah, birisini Ebû Bekir'e verdi. Birisini Ömer'e verdi. Birisini Osmân'a verdi. Birisini Alî'ye verdi. Ebû Bekir'in elması üzerinde "Hâzâ hediyyetün minel Melik-işşefîk alâ Ebî Bekr-i Sıddîk" [Bu meliküşşefîkten Sıddîk'a hediyedir] yazılmıştı. Ömer'in elması üzerinde "Hâzâ hediyyetün minel melikil vehhâb alâ Ömer-il Hattâb", [Bu melikül vehhâbdan, Ömer-ül Hattâb'a hediyedir] yazılmıştı. Hazreti Osman'ın elması üzerine "Hâzâ hediyyetün minel melik-ül hannân el mennân alâ Osmân bin Affân" [Bu, melikül Hannân ve mennândan Osmân bin Affân'a hediyedir] yazılmıştı. Hazreti Alî'nin elması üzerinde, "Hâzâ hediyyetün minel melikil Vâhibil Gâlib alâ Ali ibni Ebî Tâlib" [Bu, Melikül Vâhibil Gâlibden, Ali bin Ebî Tâlib'e hediyedir] yazılmıştı. Yine Ebû Bekir'in elması üzerine, "Ebû Bekr'e buğzeden zındıkdır" yazılmış idi. Ömer'in elması üzerine, "Ömer'e buğzedenin yeri Sekar [Cehennem]dir" yazılmış idi. Hazreti Osman'ın elması üzerine "Osmân'a buğzedenin hasmı Rahmândır" yazılmış idi. Alî'nin elması üzerine "Alî'ye buğzedenin hasmı Nebîdir" yazılmış idi.