İnsanın yaşayışında, dünya ve âhiret hayatında, dilinin, konuşmasının büyük önemi vardır. İnsan bir söz ile müslüman olduğu gibi, bir söz ile de dinden çıkabilir. Kişinin dili, konuşması, onun iç düyasından dışarıya açılan bir perceresidir. Ağzını açar açmaz hemen kötü söz söyliyen kimse için hemen karar verilir: Bu kimse, ahlâksız terbiyesiz biri. Bunun için, sözüne dikkat etmeli, kötü, faydasız söz söylememelidir. Hadîs-i şerîfte, "Fuhş, kötü söyliyenlerin Cennete girmeleri harâmdır" buyuruldu. Yanî, Müstehcen, kötü, ayıp söz söyleyen bunun azâbını çekmedikçe Cennete giremez. Kötü söz söylemeyi alışkanlık hâline getiren hayâsız olur. Bir hadîs-i şerîfte, "Hayâ, îmândandır. Fuhş, kötü söylemek, cefâdandır. Îmân Cennete, cefâ Cehenneme götürür"buyuruldu. Hayâ ve îmân birlikte bulunur. Biri yok olursa, diğeri de yok olur. Kadın hayâsı da şehveti de, erkekten dokuz kat fazladır. Bir hadîs-i şerîfte, "Fuhş, kötü söz, insanın lekesi, hayâ, zîynetidir"buyuruldu. Kötü söz söylemek ile ilgili, hattâ lüzümsuz, boş söz söylemenin zararları ile ilgili büyüklerimizin pek çok sözleri vardır. Evliyânın büyüklerinden Hasan-ı Basri hazretleri buyurdu ki: Çok konuşan çok yanılır. Çok malı, mülkü, serveti olup da onu yerinde ve zamanında harcamayanın hesâbı çok zor olur. Ahlâkı kötü olan, kendisini azâba atar. Süfyân-ı Sevrî hazretleri buyurdu ki: Suçsuz bir insana bir ok atmak, ona dil uzatmaktan daha iyidir. Çünkü dil uzatma, hiç bir zaman hedefinden şaşmaz. Atılan bir ok ise ba'zan hedefe isâbet etmiyebilir. Ebû Sa'îd-i Hudrî hazretleri buyurdu ki: İnsanoğlu sabahleyin kalkınca, onun bütün uzuvları diline şöyle derler: "Ey dil! Allah seni doğru yola sevketsin. Zîrâ sen doğru yolda olursan, biz de doğru yolda oluruz. Sen doğru yoldan saparsan, hepimiz saparız. " Eshâb-ı kirâmın büyüklerinden Ebû Zer-i Gıfârî hazretleri, Kâbe'nin yanında durarak şöyle dedi: "Ey ahâli, sizden biri bir yolculuğa çıkmış olsa, azıksız aslâ çıkmaz. Mutlaka bir yol hazırlığı yapar. Yanına yiyecek, içecek, para vesâire alır. Dünya hayâtında bir yolculuğa çıkan bir insan, azık almadan çıkmazsa, ya âhıret yolculuğuna çıkacak birisi, azıksız nasıl çıkar?" Orada bulunanlar, "Bizim âhıret azığımız nedir ey Ebû Zer?" diye sorunca, şöyle cevap verdi: "Dünyayı iki kısma ayırınız. Birini dünyalık elde etmeğe, diğerini de âhiret hazırlığı yapmağa tahsîs ediniz. Üçüncüsü size zararlı olur, fayda vermez. Konuşmalarınızı ikiye ayırınız. Biri, dünyevî mes'elelerinize faydalı olacak husûslara tahsîs edilmiş olsun. Diğeri de ebedî âhiret hazırlığı husûslarına ayrılmış olsun. Üçüncüsü faydalı olmaz, zararlı olur. Malınızı, mülkünüzü, servetinizi ikiye ayırınız. Bir kısmını âile efradınızın geçimine harcayınız. Diğer kısmını da âhiret hazırlığı için hayır yollarına sarfediniz. Üçüncüsü faydalı olmaz, zararlı olur. Îsâ aleyhisselâm şöyle buyurmuştur: "Faydasız söz konuşmayınız ki kalbiniz kararmasın. Kararmış kalb Allahtan uzaktır. Fakat siz bunun farkına varamazsınız." Eshâb-ı kirâmdan birisi buyurdu ki: "Kalbinde bir karartı, bedeninde bir gevşeklik, rızkında bir kıtlık görürsen, bil ki, sen mutlaka lüzûmsuz, boş şeyler konuşmuşsundur." ------ Tel: 0 212 - 454 38 21 Faks: 0 212 - 454 38 29