Allahü teâlâ herşeye kâdirdir. Dostlarına hem dünyada, hem de âhırette rahatlık verebilir. Fakat, âdeti böyle değildir. Kudretini, hikmeti ve âdeti altına gizlemeyi sever. İşlerini, yaratmasını, sebepler altında gizlemiştir. O hâlde, dünya âhıretin aksi olduğundan, dostların, âhıret nîmetlerine kavuşmak için, dünyada sıkıntı çekmeleri lâzımdır. Allahü teâlânın dostları, dertlere, belâlara, tehlikelere karşı tedbîr alır. Bunlardan kurtulmaya çalışır. Dayanılamıyacak şeylerden kaçınmak, Peygamberlerin sünnetidir. Tedbîrlere, çalışmalara rağmen başa gelen belâlardan zevk alırlar. Dertlerden zevk almak, yüksek derecedir. Çok az seçilmişlerin yapacağı iştir. Ayrıca dertlerin, belâların gelmesine sebep, günah işlemektir. Fakat, belâlar, sıkıntılar, günahların affedilmesine sebep olur. O hâlde, dostlara, belâları, sıkıntıları çok vermek lâzımdır ki, günahları kalmasın. Allahü teâlâ, sevdiklerinin günahlarını affetmek için, onlara dert, belâ gönderiyor. Tövbe, istigfâr edince de, günahlar affolur. Dert ve belâ gelmesine lüzûm kalmaz ve gelmiş dertler de gider. O hâlde, dert ve belâdan kurtulmak için, çok istigfâr okumalıdır. Dostların günahını, düşmanların günahları gibi sanmamalıdır. Bunlardan günah ve kusur sâdır olsa da, başkalarının günahları gibi değildir. Yanılmak ve unutmak gibidir. Niyet ederek, karar vererek yapılmış değildir. Tâhâ sûresi, yüzonbeşinci âyetinde meâlen, "Âdem'e önce söyledik. Fakat unuttu. Azm ile, karar ile yapmadı" buyuruldu. Bu âyet-i kerime Hz. Âdem içindir. O hâlde, dostlara gelen dertlerin, belâların, musîbetlerin çok olması, günahların çok affedildiğini gösterir. Günahların çok olduğunu göstermez. Dostlarına çok belâ vererek, günahlarını affeder, temizler. Böylece bunları, âhıret sıkıntılarından korur. Resûlullah ölüm hâlinde, şiddet ve sıkıntıda iken, Hz. Fâtıma, babasını çok sevdiği ve çok acıdığı için ve Peygamber, "Fâtıma, benden bir parçadır" buyurmuş olduğu için, o da sıkılıyor, kıvranıyordu. Kızının bu hâlini görünce, onu tesellî etmek için, "Babanın çekeceği sıkıntı, ancak bu kadardır. Başka hiçbir sıkıntı görmez!" buyurdu. Cehennemdeki çok şiddetli azâbların, birkaç günlük sıkıntı ile giderilmesi ve günahların temizlenmesi için dünyada sebepler gönderilmesi ne büyük nîmettir. Dostlara bu muamele yapılırken, başkalarının günahlarının hesabını âhırete bırakıyorlar. O hâlde dostlara, dünyada çok dert ve belâ vermesi lâzımdır.