Müşrikler, sahâbeden Hubeyb bin Adiy'i yakalayıp Mekke'ye götürmüşlerdi. Burada idâm edip müşrikler görsün de sevinsinler diye sehpadan indirmediler. Kırk gün sehpada kaldı. Bedeni çürüyüp, kokmadı. Hep taze kan aktı. Resûlullah efendimiz, bunu haber alarak, onun cesedini getirmek üzere, kahramanlığı ve cesareti ile meşhur Zübeyr bin Avvâm ve Mikdâd bin Esved'i gönderdiler. Zübeyr ve Mikdâd cesedi gece ağaçtan aldılar. Medîne'ye getirirken, arkalarından yetmiş atlı yetişti. Bu iki Müslüman, kendilerini korumak için Hubeyb'i yere bıraktılar. Yer yarılıp Hubeyb kayboldu. Kâfirler de bu hâli görüp, dönüp gittiler. Hz. Zübeyr bin Avvâm Tâif Muhâsarasına, Tebûk Seferine ve Vedâ Haccına iştirak etmiştir. Amr İbn'il-Âs, Mısır'ın kalbi olan Fustat şehrini zaptetmek için Hz. Ömer'den dörtbin kişilik kuvvet istediğinde, Hz. Ömer ona dört kişi göndermiştir ki, bunlar; Hz. Zübeyr bin Avvâm, Hz. Mikdâd bin Esved, Hz. Ubâde bin Sâmit ve Hz. Mesleme bin Muhalled idi. Zübeyr bin Avvâm, yedi aylık muhâsaradan sonra Fustat şehrini zaptetmeye muvaffak olmuştur. Sonra İskenderiyye üzerine yürüyerek, burasının da alınmasında büyük rol oynamıştır. Hz. Zübeyr, namaz kılarken İbni Cermuz tarafından şehîd edildi. Şehîd olduğunda 67 yaşında bulunuyordu. Hz. Ali, Hz. Zübeyr'in vefâtına çok üzülmüş olup, cenâze namazını bizzat kendisi kıldırdı. Hz. Zübeyr, ticaret ve ziraat ile meşgûl olurdu. Medîne'nin en zenginlerinden sayılırdı. Medîne etrafındaki arsalardan başka Basra, Kûfe ve Mısır'da da bir hayli emlâkı vardı. Şehîd edildiğinde mîrâsçılarının her birine kırkbin dirhem gümüş kaldı. Etrafındaki fakirlerin hepsinin maişetini temin etmek husûsunda büyük gayretler sarfetmiştir. Borç para isteyene borç para verir, cihâda gitmek isteyenleri Allah rızâsı için donatırdı. Zekâtını zamanında ve muntazaman verirdi. Şu hadîs-i şerîfi naklederdi: "Birinizin ipi alıp, odun yüklenerek satması ve Allahın onun yüzünü ak etmesi, dilencilikten hayırlıdır. İstediği kimseden bir şey alsın veya almasın böyledir." Bütün servetine ve zenginliğine rağmen, o, son derece sâde yaşardı. Sâde giyinir, sâde yemek yer ve zînet eşyasına iltifat etmezdi. Ancak, silâhına hassasiyet gösterirdi. Bu itibârla kılıcının kabzasını gümüşten yaptırmıştı. "Talha ile Zübeyr, Cennette komşularımdır" hadîs-i şerîfi ile medhedildi. > Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr