Din, matbaaya mani oldu mu?

A -
A +

Geçmişimizi, ecdadımızı kötüleyebilmek için sık sık gündeme getirdikleri husus matbaanın getirilmesi meselesidir. Bu konuda da olaylar çarpıtılarak verilmektedir. Gazetelerde, TV'lerde, "Avrupa'da matbaa yapılırken, kitaplar basılırken, bizdeki sarıklı, sakallı, kara kafalılar, matbaa günahdır, gâvur îcâdıdır diyerek yapdırmadılar. Yıllarca geri kalmamıza sebeb oldular. Müslümânlık, çöl kanûnu, Türklüğe çok zarârlı oldu" diyerek, dinsiz, imansız yetişdirmek istiyorlar. İslâm düşmanlığı aşılıyorlar. İslâmiyete, ilm, fen, ahlâk yolundan saldıramadıkları için, böyle alçakça yalanlar düzüyorlar, körpe dimâgları zehrliyorlar. Her iftirâları gibi, bu sözlerinin de yalan olduğu meydandadır. Kara zihniyet dedikleri islâm âlimlerinin en yüksek temsîlcileri olan Osmânlı şeyh-ul-islâmlarından elliyedincisi, Yenişehrli Abdullah Efendi, matbaa açmak, kitap basmak için kendisine sorulduğunda, bakınız nasıl cevap vermiştir: İbrâhîm-i Müteferrika adındaki Macar asıllı bir müslümân, İstanbul'da 1725'te ilk matbaayı kurmak isteyince, şeyh-ul-islâma soruluyor: "Kitap basma san'atını iyi bildiğini söyleyen bir kimse, lügat, mantık, astronomi, fizik ve benzerleri âlet ilmleri kitaplarının harflerini ve kelimelerini birer kalıba çıkarıp, buradan kâğıtların üzerine basarak, bu kitapların benzerlerini elde ederim dese, bu kimsenin böyle kitap basmasına İslâmiyet izin verir mi?" Şeyh-ul-islâm Abdullah Efendi, cevâbında: "Kitap basma san'atını iyi bilen bir kimse, bir kitabın harflerini ve kelimelerini birer kalıba çıkarıp, buradan kâğıtlara basmakla, bu kitapdan az zamanda kolayca, çok sayıda elde ediyor. Böylece çok ucuz kitap yazılmasına sebeb oluyor. Faydalı bir iş olduğundan, İslâmiyet bu kimsenin bu işi yapmasına izin verir. Kitapta yazılı ilmi bilen birkaç kişi, önce kitabı tashîh etmelidir. Tashîh ettikten sonra basılırsa, güzel bir iş olur" buyurmuştur. Bu cevâb, (Behcet-ül-fetâvâ) kitabının (Hazar ve lebs) faslında yazılıdır. İslâm dîninin ilme, fenne nasıl kıymet verdiğini göstermektedir. Matbaacılığın Osmânlı idâresi altında bulunan islâm memleketlerine Avrupa'dan ancak 200 sene sonra gelmesini, (islâm dîni matbaa ile kitâb basmayı men eder) tarzında îzâh etmeye kalkanlar tamamiyle yanılmaktadırlar. Matbaacılığın Türkiye'ye gelmesinin gecikmesine, kitâblar basılırsa işsiz kalacaklarından korkan kitâb müstensihleri, yanî para karşılığında kitâb yazanlar sebeb olmuştur. Bunlar, matbaanın Türkiye'ye gelmemesi için türlü propagandalar yapmışlar, divitlerini bir tabuta koyarak, Bâb-ı Âliye kadar yürümüşlerdir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.