Dinde reformda takip edilen metot

A -
A +

Dün, ısrarlı ve planlı bir şekilde, dinde yenilik, değişiklik yani reform yapılma gayretlerinden bahsetmiştik. Bunun sadece iç dinamiklerle yapılmak istendiği anlaşılmasın. Böyle bir çalışma sadece iç dinamiklerle yapılamaz. Bu konuda dikkati çeken bir husus da, İslamiyet gibi Hıristiyanlığın, Yahudiliğin tartışılmaması, sorgulanmamasıdır. Bunun sebebi de şu: Dünya hayatında, sınır tanımayan, istediği gibi yaşamak isteyen güç ve odakların bu dinleri tahrif ederek nefsî yaşamalarına engel olan hükümlerinin ortadan kaldırılmasıdır. Şimdi akıllarınca sıra İslamiyette; İslamiyeti, kendilerinin tabi olacağı din olmaktan çıkartıp, kendilerine tabi olacak bir din haline getirmek istiyorlar. Tahrif olmuş Hıristiyanlığı tahrif edip, Protestanlığı nasıl kurdularsa aynı yolla, aynı metotla İslamiyeti de tahrif etmek istiyorlar. İslamiyeti, adı İslam olan gerçekte İslamiyetle ilgili olmayan bir din hâline getirmek istiyorlar. İNSANLARIN ARZUSUNA GÖRE DİN Yapılmak istenilenin iyi anlaşılabilmesi için Protestanlıkta yapılanlar nedir, buna kısaca bir göz atalım: 15. Yüzyıla kadar, Hıristiyanların üzerinde Katolik kilisesi, yani Papa hakimdi. Merkezî bir din otoritesi vardı. Keşiflerden sonra, ortaya çıkan burjuva sınıfı, zenginliğin verdiği güçle, kontrolsüz bir şekilde, haram günah tanımadan zenginliğin tadını çıkarmak istediler. Fakat, bozulmuş da olsa, kendine göre emir ve yasakları olan Hıristiyanlığın ahlaki kuralları ile çatışınca, isteklerini rahat bir şekilde yapabilmenin yollarını aramaya başladılar. Mesela, zenginleşen tüccarlar faiz ile çalışmaya başladılar. Hıristiyanlık buna müsaade etmedi. 1517'de Alman papazı olan Martin Luther çıkıp her türlü isteğe izin verince burjuva sınıfı yani zenginler rahatladı. Din baskısından kurtulmuş oldular. Dini kendi âdi isteklerine alet etmeye başladılar. Burada ele aldığımız konu, Katoliklerin doğru, Protestanların bozuk olduğu değildir. İkisi de bozuktur, hak dinle ilgileri yoktur. Şimdi, Protestanlığın esası olan maddelere bir bakıp, zamanımızda İslama karşı "yenileme", "gözden geçirme" adı altında yapılanlarla mukayese edelim: 1- Protestanlık ile, dinin yorumlanması ve anlaşılması tek otoritenin (Katolik kilisesinin) tekelinden çıkartılmıştır. Günümüz İslam reformcuları, Lutherleri de, 14 asırdır, Müslümanların dinlerini öğrendikleri, tek otorite olan fıkıh kitaplarını bir tarafa atıp, herkesin dinini doğrudan meallerden öğrenip, istediği gibi ibadet etmesi ve belli bir mezhebe bağlı kalınmaması için Müslümanları yönlendiriyorlar. Dinin belli bir kaynaktan öğrenilmesini savunanları, çağ dışılıkla, gericilikle suçluyorlar. İlahiyat öğrencilerine, her biriniz birer Luther olmalısınız, telkininde bulunuluyor. 2- Protestanlıkta, dinin yorumlanmasında vahiy değil akıl ön plana alınmıştır. Din, günlük hayattan uzaklaştırılıp fertlerin vicdanlarına hapsedilmiştir. Günümüz İslam reformcuları, Lutherleri de, Hadis-i şerifleri, âyeti kerimeleri yorumlarken, aklı ön planda tutuyorlar. Kısa akıllarının almadığı hadisleri inkâr ediyorlar. Herkesin aklı farklı olduğundan, herkesin anlayışı farklı olacağından, akıl sayısı kadar görüş, din, yani dinsizlik ortaya çıkıyor. Zaten istedikleri de bu. EMİR VE YASAGI OLMAYAN DİN ARZUSU 3- Protestanlıkta, ayinler, (ibadetler) dinin esası değildir. Tanrının ibadete ihtiyacı yoktur. Dinde esas olan, kalbin temiz olmasdır, dinde bu kafidir. Günümüz İslam reformcuları da, inanmak yeter deyip dolaylı yollardan namaz kıldırmamak, ezanı kaldırmak ve diğer ibadetleri yaptırmamak için uğraşıyorlar. 4- Latince olan İncil diğer dillere çevrilerek yaygınlaştırılacak. İslam reformcuları da, meal yazımını teşvik ederek, piyasaya birbirinden farklı yüzlerce meal sürülmesini sağladılar. Her önüne gelen Kur'an-ı kerim meali, tefsiri yazdı. Hatta bu mealler gazetelerde, kültürel etkinliklerde promosyon olarak verildi. Mealleri okuyanlar, meali yazanların ifadelerini din zannettiler. Farklı ifadeleri, farklı hükümleri görünce de, kafaları karıştı; bunların hangisi doğru, hangisi yanlış kargaşası yaşanmaya başlandı. Bütün bunlardan maksat; ilahi kaynaklı din bırakmayıp nefsî arzulara açık beşer mahsulü dinler ortaya çıkartmak...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.