Doğru tüccâr, şehîdlerle berâberdir

A -
A +

İmam-ı Gazali hazretleri, "kendini ve âilesini ve çocuklarını kimseye muhtâc ettirmeyecek kadar çalışıp halâlden kazananlara cihâd sevâbı verilir" buyuruyor. Peygamberimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" bir sabâh oturmuştu. Sahâbeden, kuvvetli bir genç, erkenden dükkânına doğru geçdi. Birisi, "Yazıklar olsun buna ki, Allah için biraz burada sizi dinlemeyip geçti" deyince, "Böyle söyleme! Eğer kendini, ana-babasını ve ehl ve evlâdını muhtâc etmemek için gitti ise, Allah yolundadır. Eğer zînet için, zengin olup müslümanlara gösteriş niyetinde ise, Cehennem yolundadır" buyurdu. Bir hadîs-i şerîfte, "Doğru olan tüccâr, kıyâmetde sıddîklarla ve şehîdlerle berâberdir" ve bir kere de, "Allahü teâlâ, san'at sâhibi mü'mini sever" buyurdu. Bir kimse, Ehl-i sünnet âlimlerinin meclisine kırk gün devâm eylese, kalbi nûrlanır. Çünkü, islâmiyyetin emir ettiği ilimler kalbin ışığıdır. İlmi olmıyan kimse, şeytâna ve islâm düşmanı olan kimselere ve gazetelerine aldanır. Ehl-i sünnet i'tikâdında olmıyan din adamlarının yazılarını okuyanın kalbi kararır. Allahü teâlâ, fazla mal verirse bahîl olmamalıdır. Din uğruna sarf etmelidir. Hâlis müslümanların yazdığı doğru ilmihâl kitâblarını almalı ve dağıtmalıdır. Böyle yapan cihâd sevâbına kavuşur. Peygamberimiz "aleyhisselâm" bir gün, "Yâ Ebâ Hüreyre! Mü'minlerin büyüğü, benden sonra o kimsedir ki, Allahü teâlâ ona mal verir, o da gizli ve âşikâre Hak yoluna harcar ve yaptığı iyilikleri kimsenin başına kakmaz" buyurdu. Müslümanlıkta çok mal ve mevki' sâhibi olmak kötü değildir. Dine uygun olmayan alış verişle ve çalgı, şarkı ücreti ile ele geçen ve hırsızlık, yalan, gasp, rüşvet ve fâiz ile toplanılan mallar, paralar, az olsalar da, habîsdir. Bunları kullanmak haramdır. Helâlden kazanılan ve zekâtı verilen mal, para, ne kadar çok olursa olsun, makbûldür. Cenâb-ı Hak, Kur'ân-ı kerîmde, helâl olan malı hayır diye ismlendirmiştir. Mahlûkatın hepsine merhamet etmelidir. Peygamberimiz buyurdu ki, "Yeryüzündeki mevcûdâta merhamet eyleyin ki, göklerdeki mahlûkat da size merhamet eylesin. Sıddîkların nişânı odur ki, sadaka verirken gizli verir, bir belâya uğradığı zaman, bağırıp çağırmaz, kimseye şikâyet eylemez ve o belâyı herkesten gizler ve bir günah işlediği zaman ardından hemen sadaka verir ki, günahına keffâret olsun."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.